Memleketin havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem çok tuhaf bir toplumuz. Her şey siyah ya da beyaz olmak zorundaymış gibi yaşıyoruz birçoğumuz.
Sanki hatlar keskin olmazsa ton farkları olursa birileri hep kaybedecekmiş gibi hissediyor.
Oysa hayat öyle keskin uçlarda olan bir şey değil bence.
Nefes alıp vermeyi yaşamaktan ayıran şey tam da bu ton farkları.
Sonradan mı olduk, hep mi böyleydik bilmiyorum ama bu keskinlik çok yorucu.
Kimse diğer tarafa derdini anlatamıyor. Zaten diğer taraf da anlamaya gönüllü değil. Herkes sadece karşı tarafa saldırmanın çözüm olduğunu düşünüyor ya da saldırarak içindeki öfkesini yatıştırıyor. Taraftar toplamak ve popüler olmak için saldıranları konunun dışında bırakıyorum tabi.
Biliyorsunuz uzun bir zamandır sokak hayvanlarıyla ilgili insanlık dışı haberler görüyoruz. Çünkü sokaktaki hayvanlara zarar verilebilir algısı yerleşti bazılarında.
Bir taraf canice saldırırken, diğer taraf yaşam hakkını savunmak için çaba sarf ediyor.
Ama buradaki asıl mesele ortaya konup birlikte bir çözüm aramak yerine, korkuyorum diyene saldıran koruyucular, yaşam hakkını savunanlara saldıran sevgi yoksunları şeklinde ilerleniyor.
Ülkedeki her olayda olduğu gibi, bir dakika nefes alıp objektif bir yerden bakmak, sorunu anlamaya çalışmak, çözüm üretmek yerine kişilerin birbirine nefret kustuğu paylaşımlara şahit oluyoruz sadece.
Öncelikle belirtmek isterim ki her ne için olursa olsun bir canlının yaşam hakkını almakkimsenin hakkı olamaz.
Her ne olursa olsun.
Diğer taraftan kontrolsüzce çoğalan sokak hayvanları için hayat zaten son derece zor çünkü yüzyıllar önce insan türünün evcilleştirdiği bu hayvanlar maalesef artık insana ihtiyaç duyuyorlar.
Üstelik onlarda doğum kontrol bilinci de yok. Yani içgüdüsel olarak çoğalıyorlar.
Dolayısıyla onların çoğalma hakkını elinden almak gibi bir romantizmin de manası yok.
Sokaktaki hayvanlara bakmak zorundayız, bu atalarımızdan bize miras kalan sorumluluğumuz evet. Zaten vicdanı olan insan aksi şekilde davranamaz.
Ancak bakmaktan kastım yemek ve su vermek değil yalnızca. Kısırlaştırmak da çok önemli. Belediyelerin işi bu diye düşünmeyin. Çünkü bu ciddi bir bütçe gerektiriyor maalesef.
Asıl odaklanılması gereken bu konuda ne yapılabileceği bence.
Aksi halde kontrolsüz çoğalma, korkan insanlar için sokağa çıkma kâbusuna, sokak hayvanları için de insan görünümlü hayvanların güç gösterisine dönüşecek.
