21. Yüzyıl Eğitimi Üzerine

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Ülkemizde ve dünyada yaklaşık yüz elli yıldan beri uygulanan eğitim sistemi iflas edeli çok oldu ama henüz bir seçenek geliştirilemedi.

   Bu eğitim sistemi bilgi yüklemeye odaklı. Eskiden bunun bir anlamı vardı çünkü bilgi azdı ve bu bilgilere ulaşmak kolay değildi. Her çocuğa okuma yazma öğretmek ve temel bilgiler vermek bir gelişim göstergesiydi.

   21. yüzyıla girinceye kadar insan hayatı iki bölümden oluşuyordu: Öğrenme evresi ve çalışma evresi. İlk evrede bilgi biriktirip beceriler elde ediyorduk. İkinci evrede, geçimimizi sağlayabilmek ve düzenimizi kurabilmek için edindiğimiz bilgi ve becerilerimizi kullanıyorduk. Bu model artık ömrünü tamamladı.

   21. yüzyılda insanlık eşi benzeri görülmemiş devrimlerin şafağında. Bugün doğmuş bir bebek her şey yolunda giderse 2100 yılında hala hayatta olacak.Bilim insanları, 2050 yılına kadar insan ömrünü en az yüz elli yaşına çıkarmak için uğraşıyorlar. Eğer bu gerçekleşirse bugün doğan bebek, 22. Yüzyılın etkin bir yurttaşı bile olabilir. Bu bebek, süper zekalı makinelerle başa çıkmak zorunda kalacak.

Bugünün bebeği, elli yıl sonra ekonomik ve toplumsal açıdan işlevini koruyabilmek için sürekli öğrenmek, kendini geliştirmek ve süper zekalı makinelerden daha hızlı olmak zorunda kalacak.

21. yüzyılda inanılmaz miktarlarda bilgi yağmuruna tutulacak olan bu bebek, bunları sindirip analiz etmek için zihnini son derece esnek tutmak zorunda. Zihinsel esneklikten yoksun, İflas etmiş bu eğitim modeliyle bu sorunları çözemez.

   Yapay zeka sistemi ve teknoloji kötü bir şey değil. Hayattan beklentiniz belliyse teknoloji size yardımcı olur ama hayattan ne beklediğinizi bilmiyorsanız teknolojiye yenik düşersiniz. Suratlarını akıllı telefonlarına yapıştırarak sokaklarda dolaşan zombiler teknolojiye yenik düşmüş olanlardır.

Böyle bir dünyada öğretmenin öğrencilerine vermesi gereken son şey bilgidir. Öğrencilerin bilgi yerine bilgiyi anlamlandırabilme, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu ayırt edebilme gereksinmeleri vardır. İnsan dirençli olmayı ders dinleyerek daha doğrusu bilgiyi ezberleyerek öğrenemez.

   21. yüzyılın gerektirdiği zihinsel esneklikten yoksun, iflas etmiş bir eğitim sisteminin ürünü olan öğretmenlere bu konuda bel bağlanamaz.

   Dünyanın önde gelen eğitim bilimcileri, okulların şu dört şeyi öğretmeye başlaması gerektiğini savunuyor: Eleştirel düşünce, iletişim, işbirliği ve yaratıcılık. Okullar yeni yaşam becerileri kazandırmaya ağırlık vermelidir.

   21. yüzyıl, değişimle başa çıkabilenlerin, kendilerini durmadan yenileyebilenlerin yüz yılı olacak. “Değişmeyen tek şey değişimdir.” Sadece ekonomik açıdan değil aynı zamanda toplumsal açıdan işlevinizi devam ettirebilmek için durmadan öğrenme ihtiyacı duyacaksınız.

   Altmış yaş artık çok genç bir yaştır. Bu yaşa geldiğinizde yaşadık gitti kafasına girerseniz dünya yanınızdan vın diye geçer ve siz uzun yıllar budala bir fosil gibi yaşarsınız.

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
21. Yüzyıl Eğitimi Üzerine
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.