Bilim ve sanayi alanlarındaki gelişmeler insanlara büyük bir güç kazandırdı. Modern insan, eskiden sadece masallarda anlatılan bir zenginlik yaşıyor.
Bu baş döndürücü gelişmeler mutluluğun yolunu açtı mı? Mutlu muyuz? Yapılan araştırmalara göre, modern insan bu soruya “Hayır” yanıtını veriyor.
Evet, mutlu değiliz. Kazandığımız güç bizleri yozlaştırdı. İhtiyaçlarımızla uygun olmayan duygusuz ve mekanik bir yaşam oluşturduk. Çılgınlar gibi tüketiyoruz. Doğadan ve doğal olandan uzaklaştık. Para, zenginlik, sosyal statü, mal mülk peşinde koşuyoruz. Sıkıntı çekmeye ve konforsuzluğa tahammülümüz yok.
En küçük bir engelle ya da başarısızlıkla karşılaştığımızda uğradığımız hayal kırıklığı çok acı ve yıpratıcı oluyor. Ceplerimizde bir avuç sakinleştirici ve ağrı kesici ile dolaşıyoruz.
Mutluluk; zenginlik, sosyal statü gibi ölçülebilir koşullara bağlı değildir. Mutluluk daha ziyade mevcut durumla beklentiler arasındaki ilişkiye ve uyuma bağlıdır: Eğer bir bisiklet almak istiyorsanız ve bisikleti alabiliyorsanız mutlu olursunuz ama Mercedes isterken ikinci el bir Tofaş otomobili alabiliyorsanız yoksunluk duygusu altında ezilirsiniz ve mutsuz olursunuz.
Bilim insanları mutluluk ve mutsuzluk konularında pek çok araştırma yapmışlardır. Bu araştırmaların sonunda farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında dikkat çeken ve en çok tartışılan yaklaşım biyolojik yaklaşımdır.
Bu yaklaşıma göre, mutluluğumuzu belirleyen şey ekonomik ve sosyal koşullar değildir. Mutluluk insanın biyo kimyası ile ilgilidir. Ekonomik ve sosyolojik sorunlar da etkilidir ama esas sorun beyindedir.
Çok kötümser olan ve sık sık depresyona giren insanların beyinlerinde serotonin maddesinin düşük olduğu saptanmıştır. Bu kişilere serotonin takviyesi yapıldığında depresyondan çıktıkları görülmüştür.
Evli insanların bekarlardan daha mutlu olduğu söylenir ama bu durum evliliğin mutluluk getirdiği anlamına gelmez. Belki de mutluluk evliliği getirmiştir ve evliliğin iyi gitmesini sağlayan serotonin maddesidir. Serotonin seviyesi çok düşük olduğu için durgun ve kötümser olan kadın/erkek sırf evlendiği için mutlu olmaz.
Bana göre mutluluk, bir insanın yaşamını değerli ve anlamlı görüp görmemesiyle ilgilidir. Anlamlı bir yaşam zorluklar içinde geçse de mutluluk verici olabilir. İdeallere bağlanmayan anlamsız bir yaşam ne kadar konforlu olursa olsun mutsuz bir yaşamdır.
