Vah Ülkem Vah!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
   İktidarın borazanlığını yapan bir televizyon kanalında bir hafta önce bir program yayınlandı. İktidar yandaşı yazar görünümlü yaşlı ve çok komik kişiler programa bir kadın çağırmışlar. Kendisinin astrolog olduğunu söyleyen bu kadın, yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerini yitireceğini söylüyor. “İstanbul’u iktidarın adayı kazanacak.” diyerek yandaşlığının altını çizmeyi de ihmal etmiyor.
    İlkokul mezunu olduğu belirtilen bu kadın hakkında biraz araştırma yaptım. Azizim bu kadın bir dahi. Sadece astrolog değil aynı zamanda ekonomistmiş, meteorologmuş, medyummuş, regli uzmanıymış, siyasetçiymiş, falcıymış, kuantumcuymuş, meditasyoncuymuş, yaşam koçuymuş, yazarmış…
  Bunları öğrenince insan ister istemez şöyle düşünüyor: “Ülkemizde dişi bir Stephan Hawking yaşıyormuş da haberimiz yokmuş. Havuz medyasına ne kadar teşekkür etsek azdır.
   Sizi akla ziyan yetenekleri olan bu kadınla tanıştırdığım için bana da teşekkür edeceğinizi ümit ediyorum. Kadın çok hırslı. Ticari zekâsı müthiş. Keriz silkeleme işini çok iyi beceriyor. Böyle boş beleş işlerle köşeyi dönmüş. Muhteşem bir evi ve çok pahalı bir otomobili varmış. Kısacası, kadın tezgâhı kurmuş. Bu kadının ninesi de medyummuş.
   Size bir şey söyleyeyim mi? Bu kadarını Cübbeli bile yapamadı. İmam görünümlü yobazlar bu kadından biraz ders alsalar iyi olur. Gerçi Cübbeli ve avanesi cennette arsa ve huri işlerine girdiler ama sanırım durum biraz kesat.
   Beni dehşete düşüren bu kadının havuz medyasında makbul sayılması ve kanal kanal dolaştırılması değil. Bu kadını karşılarına alıp komik bir ciddiyetle dinleyen, ona seçim tahmini yaptıran bu yazar görünümlü beslemeler, kadının eğitimini bile merak etmiyorlar. Onların bu aymazlıklarını görünce ülkem adına utandım ve çok kaygılandım. 
   Türk halkının neredeyse yarısı, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde hala şeyhlerin, müritlerin, dervişlerin, tarikatların kıskacı altında yaşıyor. Ekonomik çöküntüler altında çaresizleşen insanlarımız tarikatların arkasından sürüklenmeye başladılar. “Kuran Eğitimi” kisvesi altında çocuklarımızın beyinleri yıkanıyor. Eğitimden önce çocuklara din veriliyor ve bu çocuklar çağdaş yaşama düşman kesiliyorlar.
   Bilimsel yöntemlerle yetiştirilmiş ve son derece donanımlı insanlarımız gruplar halinde ülkemizi terk etmeye başladılar. Eğitilmiş insan açığımız giderek artıyor.
   Kadınlarımızın temel görevini çocuk doğurmak olarak gören orta çağ zihniyeti, onları toplumsal yaşamdan koparıp eve tıkmak istiyor. “Gebe kadınların sokakta yürümesi caiz değildir.” diyebiliyorlar. Kadın voleybol takımımızın uluslararası alandaki başarılarından rahatsız oluyorlar ve çirkefçe saldırabiliyorlar. Son zamanlarda: “Zamları da Allah yapıyor.” martavalını da atmaya başladılar.
   Bundan yedi yüzyıl önce Avrupa’daki papazlar cennet tapusu satıyorlardı. Cahil, çaresiz ve yoksul halk bu tapulardan satın aldı ve çok para ödedi. Papazlar bu paraları afiyetle yediler. Avrupa halkları rönesans ve reform hareketleriyle papazların bu din sömürüsünden kurtulmayı başardı.
   Yurdum insanı, Atatürk devrimleri ve ilkeleriyle din sömürücülerinin tuzağından kurtulmuştu ama uzun sürmedi. 1950 li yıllardan beri ülkeyi yönetmeye çalışan sağcı iktidarlar, rant kaygılarıyla laiklik karşıtı eylemlere göz yumdular.
   Sonuç ortada. Tarikatlar ve cemaatler devlete yerleştiler. Eğitim dinci grupların proje alanına dönüştü. Cehalet, çaresizlik, ekonomik çöküntü, hayat pahalılığı, kadına şiddet, çocuklara tecavüz, rantçılık, hırsızlık, liyakatsizlik, mafyatik ilişkiler ve kaçakçılık batağında battıkça batıyoruz.
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Vah Ülkem Vah!
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.