Fıtrat
Fıtrat sözcüğü; “İşin doğası, özü, karakteri, kendisi” anlamlarını karşılar. Ayrıca “Yaradılışı” anlamında da kullanılır.
Fıtrat; ölçülebilir, test edilebilir, doğrulanabilir, yanlışlanabilir bir şey değildir ama kusurların ve suçların örtbas edilmesinde işe yarar.
Bu sözcük etkili, tepkili, çok yetkili ve çok sinirli bir sayın kişi tarafından kullanılınca meşhur oldu.
Soma ve Ermenek’teki maden ocaklarının çökmesi sonucunca yüzlerce işçimiz öldü. Üçüncü paragrafta sözünü ettiğim kişiye göre bu facialar kaçınılmazdır; çünkü “Maden kazaları işin fıtratında var.”
Doğal afetler, maden kazaları, orman yangınları, sel baskınları, depremler, hep fıtratın sonucudur; kaçınılmazdır.
Ülkeyi yönetmeye çalışanların bu konuda hiçbir kusuru ve suçu yoktur. İşin fıtratında bu var. İşçilerin kaderi böyleymiş; kaderden kaçılmaz.
Dinci kesim ve rantçılar, “Fıtrat” sözcüğünü çok sık kullanıyorlar. Kendilerini aklamak, sorumluluklarından kaçmak, vicdanlarını temizlemek için bu sözcüğü de kirlettiler. Bu fıtrat denen şey nedense hep yoksulların, güvensiz yerlerde çalışanların ve çaresiz insanların canını yakıyor. Onların kaderleri kötü yazılmış.
Türkiye Seninle Gurur Duyuyor
Bu slogan, onur kavramının anlamını bilmediğini düşündüğüm yurdum insanını gaza getirmek için atılan ipe sapa gelmez bir slogandır.
Suçlu oldukları, katil oldukları sabitlenmiş tetikçiler, çete mensupları bu sloganla karşılanıyor. Ülkenin değerli evlatlarını ana babalarından ayıran zalimler bu sloganla övülüyor.
Çağdaş toplumlar; sanatçılarıyla, bilim insanlarıyla, edebiyatçılarıyla, şairleriyle, sporcularıyla, yurtsever devlet adamlarıyla gurur duyar.
