Bir yere oturun ve daha önemli bir konunuz yoksa “ yalan” üzerine bir konuşma başlatın.
Sonrasında bir şey yapmanıza gerek yok.
Konu, üzerinde konuşulması kolay bir konudur ve hemen herkes atlar.
İyi bir dinleyici iseniz, konuşmalar tamamlandığında en karlı siz çıkarsınız.
Hem söylediğiniz yalanlar hakkında gereksiz bir itirafta bulunmamış,
Hem de yeni yalanlar söylememiş olduğunuz için.
**
Konuşmalar sürerken,
Yani birileri, yalanın anlam ve önemiyle ilgili konuşurken
Yaptıkları itirafların farkına bile varmayan yalancıların,
Yeni yalanlarına tanık olursunuz.
**
Böylesi bir sohbet ortamında nelerin konuşulduğuna dair birkaç örnek vereyim.
Efendim, bazı ülkelerde “yalan” kelimesinin anlamı bile bilinmiyormuş.
Bu ülkelerin insanları, bir insanın neden yalan söylediğini anlamıyormuş.
Bizde ki durum ise çok vahimmiş.
Bizler yalan söylemeyi çok küçük yaşlarda öğrenir ve sürdürürmüşüz.
**
Sohbetin örnekleme bölümünde ise onlarca örnek aynı anda ve peş peşe sıralanır.
Bu örnekler verilirken amaç, yalan söylediğimiz alanların ve durumların açığa çıkarılmasıdır.
Yani, kimin hangi durumlarda, neden ve nasıl yalan söylediği irdelenir.
**
Sıra, yalanın hangi durumlarda anlaşılır bir şey olduğuna gelir.
Yalana hazırlanan kılıflar ele alınır.
Birileri, “yalan söylenir ama onun da bir yeri vardır” noktasına taşımaya çalışır konuyu.
“Beyaz yalan var, o normal ” falan demeye çalışır.
Kendinden biraz daha emin olanlar ise yalanın zararlarını anlatırken kendilerini dışarıda tutacak bir üslubu önemli bulurlar.
Tek güvenceleri de onların yalanlarını teşhir edecek kimsenin olmadığını sanmalarıdır.
**
Yalan, sıkıntılı bir konudur.
İnsanlar, yalan söylemeden yaşanabileceğine inanmaz.
Bu düşünce çok da yanlış değildir.
Yalan söylemeden yaşamak çok iddialı bir tanımlamadır.
Özellikle, bütün insan ilişkilerinin yalan ve ikiyüzlülük üzerinde kurulduğu günümüzde,
Böyle bir iddiada bulunmak gerçekçi değildir.
Sözün kısası, yalan söylemeden yaşamak zordur.
Doğrudan yana olmayı, tavır koymayı ve ikiyüzlü bir ilişkinin içine düşmeden, birey olmayı gerektirir.
“Doğrucu başı” deyiminin hakaret olarak kullanılmasının en önemli nedeni budur.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmanın ve yalnızlaştırmanın nedeni de budur.
Bir zamanlar sadece şiirlerde, şarkılarda yer alan ama abartı sınırlarında değerlendirilen yalan, hayatımızın parçası olmuştur.
**
Yalanla ilgili yapılan kınama konuşmalarının tamamı teşhistir.
Yalanla mücadele için teşhis yetmez.
Kurtulmak ve etkisini azaltmak için teşhir etmek gerekir.
“Yalan söylüyorsun ” diyebilmek iyi bir teşhirdir.
Yapılıyor mu?
Evet demek mümkün değil.
Peki, yapılabilir mi?
Evet yapılabilir.
Yalanın çaresizlik olduğunu,
Bir de uzun vadeli olmadığını bilmek yeterli.
Yorumlar kapalı.