Şalvarlı Çıkmazında Eşref Gazinin büyük oğlu Mesut Ünan Saray Lokantasını, Söylemiş Köyünden ortağı Tahir Özpirinçci ile birlikte açmışlardı.
İlçemizde restoran adını ilk kullanan Mesut Ünan’dır. İçkili olan bu mekânı uzun bir zaman çalıştırdılar. Mesut Ünan yaratıcı özelliklere sahip olup aynı zamanda da yenilikçiydi. Bu mekân gençlik yıllarımızda zamanla takıldığımız yerlerdendi.
Mesut Ünan bu işyerini kalfası Abdül Pirinçci’ye devrederek, Almanya’ya gitmişti. Abdül Pirinçci de ustasından devir aldığı bu mekânda uzun bir müddet çalıştıktan sonra, işyerini İstiklal Caddesindeki İlhan Giyim’in olduğu yere taşıdı. Ondan sonra da Çayır Mahallesi Tekel Sokaktaki dükkânında emekli oluncaya kadar bu işini devam ettirmişti.
Şalvarlı Çıkmazında, Saray Lokantasının tam karşısında Sait Tutal’ın (Amca) da lokantası vardı. Küçük oğlu Şerafettin Tutal ile görüştüğümüzde şöyle diyordu:
“Babamlar Yunanistan’ın Kozana kentinden gelmişler. Bu mesleği Salih Usta’nın yanında öğrenmiş. İlk işyerini İstiklal Caddesinde içkili olarak çalıştırmaya başlamış. Buraya ilçemizin renkli simaları gelirmiş. Yanında Fırıldak Fehim, Adil İstek, Turhan Sırman ve Hilmi Par ve İrfan Öztürk’ün çalıştıklarını biliyorum. Altmışlı yıllarda bu işyerini Şalvarlı Çıkmazındaki dükkâna taşıdığında, burası da içkiliydi. Ağabeyim Sadettin ile birlikte yanında çalışıp, babamıza yardımcı olurduk. Karşımızda aynı işi yapan Mesut Ünan’ın Saray Lokantası da vardı. Babam çok kalender ve sevimli bir insandı. Tam bir esnaftı. Fakat içki olayı beni ziyadesiyle rahatsız ediyordu. Önce ağabeyim Bursa’ya taşınarak bu işi terk etmişti. Bende 1981 yılında Belediye Meydanındaki, kendi işyerime taşınarak aynı mesleği içkisiz olarak sürdürdüm. Daha sonra damadım Hüseyin Ayaz ile birlikte uzun yıllar işimizi devam ettirip her ikimizde bu mekândan emekli olduk. Bu günde (14 Temmuz 2017) Belediye Meydanındaki bu işyerimi Ahmet Varol’a devrederek, 36’yı bitirip, 37 yıl sonra mesleğime veda ettim. Rahmetli babam ise 55 yıl çalıştıktan sonra çok sevdiği bu mesleğini 1985 yılında bırakmıştı” diyor.
İstiklal Caddesinde aşçılık yapan Kozanalı Süleyman İstek, Aktar Ali Haydar’ın dükkân komşusuydu. Sınıf arkadaşım, meslektaşım merhum Sami İstek’in de babası idi. Süleyman Amca çok kalender bir insandı. Bizleri çok sever kendi evladından ayrı tutmazdı. Okullar tatil olunca Sami’de onunda çalışırdı. Askerden geldikten sonra Ziraat Bankası Yenişehir Şubesine Veznedar olarak atanmıştı. Bankanın resmi aracıyla görev gereği Ankara’ya gittiklerinde, geçirdikleri bir trafik kazası sonucu genç yaşta hayata veda etmişlerdi.
Yine İstiklal Caddesinde Köfteci Adil Gür’ün mekânı vardı. Bu işyerinde sadece köfte yapıldığı için namı da Köfteci Adil diye anılırdı. Rahmetli ilkokul öğretmenimiz Hamdi Yüksel’in de dünürüydü. Feci bir trafik kazası sonucu, Pamukova yakınlarında, , öğretmenimiz, eşi, oğlu İlhan Yüksel, gelini ve torunu vefat etmişlerdi. Mekânları cennet olsun.
İsmail Hakkı As (Veli) ile kardeşi Metin As’ın Kütüphane Sokaktaki meyhanesi harika bir mekândı. Izgara çeşitleri yanında içki de vardı. İki kardeş burada birkaç zaman çalıştıktan sonra, bu işyerini Hamdi Püsküllü’ye devretmişlerdi. Kendileri de Halk Bankası’nın yanında, ilçemizin ilk konfeksiyon mağazasını (Üçyıldız Konfeksiyon) açmışlardı. Bu mağaza kapandıktan sonra, yine aynı isim altında Üçyıldız Davlumbaz Fırınlarını imal etmişlerdi. Atölyeleri Bursa Karayolu 10. kilometrede idi.
Kütüphane Sokaktaki bu dükkânı As kardeşlerden devren alan Hamdi Püsküllü, Ömür Izgara Salonu adı altında meyhane tarzındaki bu işyerini oğulları Fahri ve Kadri ile birlikte çalıştırmıştı. Hamdi Ağabey ciddi olup ağır abilerimizdendi. Espriyi sevmez, şakadan da hoşlanmazdı. Vefatından sonra oğulları aynı işi, aynı yerde ve aynı damak tadında sürdürmektedirler. Daha sonraları içki olayına son vererek, sadece ömür köftesini yapmaktadırlar. Kaliteden hiçbir ödün vermeden mesleklerini 50 yıldır aynı mekânda birlikte sürdüren, Fahri ve Kadri Püsküllü kardeşleri bu gayretlerinden dolayı yürekten kutlarım.