Gazetemi köşe yazarı Av. Onur Cingil, Yılbaşından bir gün önce camilerde okuttuğu hutbede ‘yılbaşı kutlamalarına karşı uyarı’ yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Cingil, yaptığı açıklamada, Ortaköy katliamı öncesinde yılbaşı kutlamasını “gayri meşru” ilan eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez hakkında ve katliam destekçileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Terör destekçileriyle ilgili olarak, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığına yaptığı suç duyurusunda, “Terörle mücadelenin topyekûn, birlik ve beraberlikle yapılmasını engelleyen, terörü öven, destekleyen, propagandasını yapan; pankart ve broşürlerle halkı kin ve nefrete sürükleyen, halkı tahrik eden bu şahısların sözleri başka terör olaylarına ve/veya iç karışıklıklara da yol açabilecek nitelikte olduğu da önemle belirtilmekle, anılan Şüphelilerin kamu adına cezalandırılmalarını talep eder, ilgili belgeleri Savcılığınızın dikkatine sunarız.” Diyen Cingil, Diyanet işleri başkanlığı tarafından hazırlanan hutbenin Anayasa’nın 2. Maddesinde yazılı laiklik ilkesine ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
Cingil’in, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Hakkında Verdiği Suç Duyurusu İse Şöyle:
Bir hoşgörü dini olan, son din İslamiyet’in bu herkese eşit ve hoşgörü ile bakan özelliğini, buyruklarını görmezden gelerek, artan radikalleşmeyi, kutuplaşmayı körükleyen söylem ve eylemlerde bulunanlara, Diyanet İşleri Başkanlığı da 30/12/2016 tarihli Cuma Hutbesi ile eklenmiş; halkı kin ve nefrete sürükleyen birçok söylem ile, insanların sadece geleneksel olarak birbirlerini kutladıkları, bir gece olsun eğlendikleri bir geceye dini bir simge yükleyip, bu kutlamaları gayri meşru ve kutlamaları yapanları da gayri meşru işlerde içerisinde bulunmakla suçlamış, bunu Türkiye’deki 100 Bine yakın camide, Müslümanların büyük bir huşu içerisinde gittiği camilerde, halkın samimi ve dini duygularını istismar ederek, en hassas noktalarından dokunarak yapmıştır.
Ne dediklerinin, dediklerinin nereye gittiğinin farkında olmayan Diyanet İşleri personeli ve hutbenin mimarı ve anılan kurumun sorumlusu Mehmet Görmez, bu hutbe ile toplumun bir kesimini açık bir şekilde diğer kesimine karşı tahrik etmiş, nefret söylemlerine ve bir haftadır yapılan ağır tahrike destek olmuştur.
Bu tutumun, konum itibariyle ülkemizde dini kurumların en başında olan birisi tarafından takınılması da önüne geçilemez sorunlar ortaya çıkarmış ve çıkaracaktır.
Bu hutbenin hemen akabinde, bir gün sonra, yılın ilk saatlerinde İstanbul’un göbeğinde, ünlü bir gece kulübünde, uzun namlulu silahla yapılan, teröristin gece kulübü önündeki caddeden itibaren insanları öldürerek içeriye girip etrafa rastgele atışlar yaparak 39 kişinin canice ölmesine ve 65 kişinin yaralanmasına sebep olduğu bu vahşi eylem tüm ülkede infial yaratmıştır.
Bu sebeple, yönetici konumunda olan, sorumluluk sahibi insanların eylem ve söylemlerinin ne kadar önemli olduğu, açıklamaların ne sonuçlara gebe olabileceği, ülkenin son durumu da düşünüldüğünde görülmüştür. Anılan Hutbe, Anayasa’nın 2. Maddesinde yazılı laiklik ilkesine ve hukuk devleti ilkesine aykırı olup, 24. Maddedeki din ve vicdan hürriyeti ve Anayasa’nın 136. Maddesinde yazılı Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili düzenlemelere de aykırılık oluşturmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, başta Başkan Mehmet Görmez ve diğer sorumlular olmak üzere, 30.12.2016 tarihinde camilerde milyonlarca vatandaşa ulaştırılan ve yukarıda özetlenen “hutbe” ile Anayasal sınırlarını ve kuruluş amacını çiğnemiş, kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkmasına yaptığı açıklama ile de doğrudan neden olmuştur.