Üçok, İlkeleriyle Yaşıyor

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

29 Ekim Kadınları Derneği Yenişehir Şube Başkanı Serpil Kayar, 6 Ekim 1990’da Aydınlanma mücadelesinin kadın önderlerinden İslam Tarihçisi Doç. Dr. Bahriye Üçok’un, katledilişinin 33.yılı nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Açıklama şöyle:

Aydınlanma mücadelemizin kadın önderlerinden İslam Tarihçisi Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK’un, katledilişinin 33.yılındayız. 31 Ocak 1990 günü Muammer Aksoy’u, 07 Mart 1990 günü Çetin Emeç’i, 4 Eylül 1990 günü de Turan Dursun’u aramızdan alan gerici saldırganlık, 6 Ekim 1990 günü de Bahriye Üçok’u katletti.

Gericiliğe karşı aydınlanma bayrağını yükselten Üçok, mücadelesinin bedelini yaşamı ile ödedi. Evine gönderilen bir bombalı paketle, kızı Kumru Üçok’un gözleri önünde işlenen bu cinayetin üzerinden otuz üç yıl geçti. Eylemciler ve arkasındaki örgüt ya da örgütler, ,bugün hala tam olarak ortaya çıkarılmadı. Üçok’un aramızdan koparılışından üç yıl sonra da 2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal Kültür Etkinliği için Sivas’a giden şenlik katılımcısı aydınlar, gençler, Madımak Oteli’nde “Şeriat İsteriz” naraları ile yakıldılar. Bu katliamın üzerinden de otuz yıl geçti. Ne yazık ki çözülmeyen katliamlar, yeni aydın kıyımlarına yol açtı. Bireysel ya da toplu öldürümler devam etti..

“Benim yaşamım mücadele” diyen Üçok, eserlerinde ve konuşmalarında, irticanın ortaçağ kalıntısı olduğunu belirtiyor ve bugün, gericiliği besleyen mihrakların emperyalist devletler olduğuna işaret ederek, ülkedeki tüm geri kalmışlığın, kendi gücümüze güvenerek aşılacağını ifade diyordu. Bir kadın olarak, kadınların hak mücadelesinin aynı zamanda laiklik mücadelesi olması gerektiğini ifade ediyor ve irticanın önce kadınları hedef aldığını belirterek, kadınları birlik olmaya ve toplumsal yaşam içinde aktif olmaya davet ediyordu.

Bir bilim insanı olarak sorumluluk taşımanın yanı sıra halkı temsil eden bir vekil olarak yabancılara toprak satışına karşı çıkmaktan, Melet Irmağı’ndaki balık neslinin korunmasına, fındık üreticisinin sorunlarından, sürgüne gönderilen öğretmenlerin haklarının aranmasına, SSK, Bağkur, Emekli Sandığı üyelerinin uğradıkları mağduriyetlere dek her toplumsal sorunda, soru soruyor, yol ve çözüm arıyordu. Kısaca piyanosu başında sanatla, akademide bilimle, Meclis Kürsüsünde halkla iç içe ve yanyana boşa geçirilmeyen bir yaşamı bize anıolarak bıraktı.

Ona ve gericiliğin katlettiği insanlara karşı borçluyuz. Ne yazık ki, Türkiye, Cumhuriyet’inin ikinci yüzyılını karşılarken, Cumhuriyet Devrimleri ile ülkemizde yok edilmek istenen irtica, yeniden tırmanıyor. Siyasal, toplumsal, hukuksal, ekonomik, düşünsel ve bilimsel kurumların, ilişkilerin ve etkinliklerin dinsel ideolojiden arındırılması demek olan laiklik, yeni sıfatlarla siyasi malzemeye dönüştürülüyor. Laikliğin, bütün bir toplum için ama öncelikle kadınlar için yaşamsal bir değer olduğunun bilincindeyiz. Gerçeği görerek, ancak vazgeçmeyerek, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmaya ve onları çağın gereklerine uygun olarak ileri taşımaya devam edeceğiz.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Üçok, İlkeleriyle Yaşıyor
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.