Adalet..
Ne kadar da basit bir kelime gibi duruyor değil mi? Tek kelime Üç hece.. Ama hava gibi, su gibi lazım bize! Hayatın her alanında, yaşamın her köşesinde adaletin olması o kadar hayati bir gereklilik ki..
Adalet, sanılanın aksine, sadece hukuki bir kavram değildir. Bizzat yaşamımızın merkezinde olan önemli bir değerdir. Son yıllarda bu kavrama çok uzak olduğumuzdan, adeta unuttuğumuzdan o kadar yabancı geliyor ki herkese adalet kavramı..
Aslında adalet eşit olmak demek, her konuda, her alanda eşit olmak..
Adaleti hayatımızın her alanında talep etmek gerek! Kazançta, fırsatta, düzende, işte, sokakta, tabi ki hukuk önünde, hayatın her alanında, her şeyde adalet olmalı.
Birileri Karun kadar zenginleşirken, vatandaş kan ağlıyorsa, birileri hanlar hamamlar sahibi oluyorken, esnaf siftah bile yapamıyorsa, çiftçinin mahsulü para etmiyorken, yurt dışından gıda ürünleri ithalat yapılıyorsa, halka kaşıkla veren yöneticiler kepçe ile alıyorsa, vergilerden milletin beli bükülmüş maaşlara zam gelmiyorsa, emekliler üç kuruşa muhtaç edilmişken hayat pahalılığı artıyorsa, birilerinin çocukları şehit düşerken birilerinin çocukları yan gelip yatıyorsa, garip kuru ekmeğe talim, namerde muhtaç bırakılmışsa, tarım alanı, yaşam alanı, bizzat oturduğunu evler, zeytinlik, mera, kıyı demeden birilerine halkın arazileri peşkeş çekiliyorsa, sade vatandaşın çocuğu tutuklanırken iktidarın damatları serbest bırakılıyorsa, iktidar, zenginler, güçlüler her türlü hukuksuzluğu yapıyor sıradan vatandaşa ise ceza kesiliyorsa, doğumdan ölüme kadar hep biz halka adaletsizlik varsa, Bu ülkede halkın oyları mühürsüz pusulalar ile gözümüzün içine baka baka çalınıyorsa, batsın bu adaletsiz düzen demeliyiz hemen!
Bütün toplulukların, devletin temelidir adalet. Çünkü “Adalet Mülkün Temelidir”. Tarih boyunca, adaleti sağlayamadan ayakta kalmış hiçbir devlet yoktur. Adalet o kadar önemli ki işte, yani yaşamımızın, yeryüzünün kilit taşıdır. O yüzden adalet olmazsa eğer, bugünkü gibi ülke darma duman olur!!!
Çok fazla üstüne konuşuluyor nasıl çıktı bu adalet talebi? Bu mesele bir gazeteci ve milletvekilinin tutuklanması, Enis Berberoğlu’nun tutsak edilmesi meselesi değil. Dediğim gibi toplumun genel olarak bir adalet ihtiyacı vardır. Genel olarak toplumda sorun mevcut olan adaletsizlik!
Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına gelince.. Mahkûmiyet verilen karar daha önce başka kaynaklarda yayınlaşmış, bu haber ilk değil. Mit’in Suriye’deki iç savaş için ilaç taşıyorum derken silah taşıdığı çok daha önceden ortaya çıkmış, bu bir “sır” değil. Burada bir casusluk faaliyeti ise hiçbir şekilde yok, zira dediğim gibi ortada sır da yok, bir yabancı devlete verilen bilgi de yok. Aslında burada bir rezalet var tam bir rezalet. Ortaya konulan ciddi iddialara göre koskoca devlet iç savaşa silah gönderiyor, bölgede olan çatışmayı desteklediği söyleniyor. Bu vahim bir durum! Böyle bir olayın arkasında nasıl durulur, bunu yapanlardan değil de, bunu haber yapanlardan nasıl hesap sorulur?
Her şeyden öte, diyelim ki bir ceza verildi. Karar daha kesinleşmemiş üst mahkemeye itiraz hakkı var; gazeteci ve milletvekili, sabit ikametgahı var. Tüm deliller toplanmış ki karar verilmiş, demek ki suç delillerini karartma şüphesi de yok. İktidarın damatlarının belirli adresi var, yeri yurdu belli de, gazeteci, milletvekili göçebe mi, çadırda mı yaşıyor?
Nereden tutsak elimizde kalacak bir durum, çok fazla anlatmaya gerek yok. Olanlara herkes şahit zaten.
O yüzden, herkes kendi yaşam alanı ile ilgili, kendi işiyle, emeğiyle, geliriyle ilgili adaletsizliği haykırmalı, öyle ya da böyle.
Mesela geçtiğimiz günlerde ben de Adalet Yürüyüşü’ne katıldım ve her türlü adaletsizliğe karşı, herkes için, hepimiz için “adalet” istedim. Benim bugüne kadar verdiğim adalet mücadelesi ve başladığım -belirli aralıklarla birlikte- bu yürüyüş ülkeye adalet hakim olana kadar sürecek.
Çünkü bu bozuk düzen ortadan kalkmalı, başka yol olmamalı. Yoksa adalet olmazsa, devlet de olmayacak.
