Bu yazıyı, çocukların tecavüze uğradığı, yurtta yanarak her an ölebildiği, kadınların otobüste yolculuk bile edemediği, can güvenliklerinin olmadığı, güvenle yaşayamadığı, eğitimde öğrenci başına ayrılan bütçenin 5 Bin doların altında, yani geri kalmış ülkelerin seviyesinde olduğu, PISA’nın son değerlendirmesi ile ortaya çıktığı üzere eğitimde kendi dilini bile anlayıp cevaplandıramayacak bir neslin yetiştiriliyor olduğu, tek dertleri dindar nesil yaratmak olan insanlarca yönetildiğimiz, ülkenin eğitim ortalamasının 4 yıl olduğu, ekonominin battığı, doların tavan yaptığı, insanların kader, fıtrat diye sürekli öldüğü/öldürüldüğü, sürekli bombaların patladığı, terör, darbe, kaos ülkesinde, temel hak ve özgürlüklerin tanınmadığı, hukukun sürekli çiğnendiği bir ortamda, aylardır süren Olağanüstü Hal altında yazıyorum.
Bu yazıyı yazmak için oturduğum anda bile, bir olay oldu gündeme oturan.. Beşiktaş’ta büyük bir bomba patladı. Yine onlarca ölü ve yaralılar var.
Daha dün akşam, 40 Bin polisle “huzur operasyonu” yapıldı, mesela dün akşam oturduğum mekanda benim kimliği sorgulamak istedi polisler.. Dün de söyledim, güvenlik böyle herkesin tek tek kimliğine bakarak sağlanamaz. Böyle teröristler, suçlular yakalanamaz. Terörü bitirmek için tek çare öncelikle “istihbarat”tır.
Ama, demokrasinin olmadığı, huzurun kalmadığı, kaosun hakim olduğu, düzenin sağlanamadığı, ekonominin alt üst edildiği bir ülkede, ülkeyi doğru dürüst yöneteyim diye bir derdi kimsenin yok ki.
Bizim idarecilerin derdi ne şu an? Nasıl Erdoğan’ı Başkan yaparız! Öyle değil mi?
Yok ismi Başkan olmasın, Cumhurbaşkanı olsun diyorlar; o da olur diyor, ama bütün yetki onda olsun.
MHP de Başkanlık Sistemi olmadı, ismini Cumhurbaşkanı yaptık diye seviniyorum bir şey yapmış gibi. Çok bir yorum yapmak istemiyorum, zavallı insanlar, Allah şifa versin..
Neyse ki, çok şükür şimdi yeni Anayasamız var tüm sorunlarımız çözülecek artık. Bütün her şey zaten anayasanın eksikliklerinden kaynaklanıyordu ya..
Hatta, şu an TV’de başladılar bile. Patlayan son bombanın Başkanlık Sistemi’ni engellemek için yapıldığı ve yeni Anayasa ile Türkiye’nin güçleneceği, daha güvenli bir hale bürüneceği bile söylendi. Pesss.
Başbakan Yıldırım da, bu tasarı ile demokrasiyi güçlendireceğiz diye açıklama yaptı. Siz demokrasiyi RAHAT bırakın yeter..
Tasarıya şöyle bir bakarsak.. Meclise gelen yeni Anayasa Tasarısı ile, ülkenin yönetim sistemi tamamen değişiyor. Parlamenter demokrasi yerini tek kişinin keyfine bırakıyor. OHAL ilan edebiliyor, KHK’ları bizzat tek başına çıkarıyor, meclisi feshetme, HSYK’ya üye atama ve daha birçok yetki Başkanlık Sistemi ile Başkana veriliyor. Tam olarak Güney Amerika’daki sistemlere benzer süper yetkilerle donatılmış bir başkanlık sistemi. Faşist baskıcı yönetimlere de, karşı darbelere de müsait bir sistem olarak anılmakta.
Görünüyor ki, büyük olasılık bu metin halkın, yani bizlerin önüne gelecek ve bir referandum olacak. Peki, halk bu kadar teknik bir konuda neyi oylayacağını nasıl bilecek? Ben bir hukukçu iken dahi, bazı teknik konuları, Anayasa’nın neredeyse tümünde etki yaratan onlarca maddeyi net olarak bilemiyorken, halk bir Anayasa Hukukçusuna bürünüp nasıl oy verecek hep birlikte göreceğiz.
Biz her şekil ve şartta doğruları söyleyenlere, hukukçulara, siyasetçilere ve tabi ki son kalan kale ana muhalefete, CHP’ye burada çok iş düşüyor. Bu konuda doğruları ortaya koymalı, halkı bilgilendirmeliyiz.
Bu konu ile ilgili burada daha çok yazacağız, daha çok anlatacağız.
Yazımı bitirirken, bahsettiğim patlama ile ilgili “yayın yasağı” geldi bile. Zaten polisten, ambulanstan, itfaiyeden önce yayın yasağı geliyor bu ülkede.
Sonuç olarak, Yeni Anayasa tasarısı Meclise geldi, bomba patladı.. İlginç zamanlama.. Yarın ki manşetler, Ya Başkanlık, Ya Kaos minvalinde olacak sanırım..