BAYRAMLAŞ-MA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkemizin şüphesiz en güzel günleridir bayram günleri. Her türlü olumsuzluğun unutulduğu, her anlamda geniş mesafelerin kısaltıldığı günlerdir bayramlar.

Ülke olarak, toplum olarak bir birleşmenin görüldüğü, hep birlikte öyle böyle “bayram” yaptığımız günlerdir bayramlar.

Öyle ki, birbirine ne kadar rakip olsa da, siyasi partilerin de anlaşmazlıklarını unuttuğu, mümkünse sadece bayramlaşıldığı, geleneksel bir buluşmadır.

Bu bayramlaşmalarda, her türlü olumsuzluğun, siyasi çekişmenin unutulması ve bir noktada buluşulması kadar, bayram dışında başkaca bir konunun da dile getirilmediği, siyasi olarak ne propaganda ne de çekişmenin, bu çerçevede bir söylemin olmadığı günler yaşanırdı eskiden. Bu da bir gelenektir esasında.

Fakat bazen böyle olmaz da, bayram bile, hatta her türlü olumsuzluğa rağmen utanmadan sıkılmadan siyasi propagandaya dönüştürüldüğü de görülmüştür.

Şunu söylemek gerekir ki, ülkemizde siyaset algı yönetimi yapmak, siyasetçi de doğruları saklamak olarak algılanmaktadır. “Dürüst siyasetçi” denilen bazı siyasetçilerden de anlaşılacağı üzere, siyasette dürüst olmak sanki “ekstra” bir şey olarak görülmektedir. Halbuki, unutmamak gerekir ki, halka daima doğruları söylemek, yalandan kaçmak bir kamu görevidir. Eğer bir şeyi eline yüzüne bulaştırdıysan, hatanı kabul etmek de bir erdemdir.

Bilindiği üzere, geçtiğimiz bayramı yine memleketim, Bursa’mızın güzel ilçesi Yenişehir’imizde geçirdim. Burada CHP Yenişehir İlçe Başkanlığı’ndaki bayramlaşmalara katıldım. İlçedeki birçok kurum, kuruluşun  yetkilileri, siyasi partilerin temsilcilerinin yaptıkları bayram ziyaretlerine de bu şekilde bulundum. Dedim ya bu sefer de siyasetten uzak, sadece bayramın güzelliklerinin konuşulduğu, hafif siyasi atışmaların yapılacağı bir sohbet beklemiştim.

Bu arada tabi ki AKP de, CHP’ye ziyarete gelen partiler arasındaydı. Fakat garip olan, ama artık Türkiye’de artık herkesin normal görmeye başladığı bir şey vardı, o da Yenişehir Belediye Başkanı, AKP Yenişehir İlçe Teşkilatı ile birlikte bayramlaşmaya gelenlerdendi. Belediye Başkanı şehrin tamamının başkanı olduğu düşünüldüğünde, rozeti çıkarıp atması gereken belediye başkanı baya baya siyasi bir tura çıkmış gibi, mensubu olduğu parti yöneticileri ile birlikte idi. Ne sakat bir demokrasi ki, bir parti ile gezen bir belediye başkanı ve her yere belediye başkan vekili gibi yanında dolaşan AKP İlçe Başkanı yan yana..

Bir iki ufak sohbetten sonra, konu geldi dolaştı Yenişehir’e. Ee tabi her ne kadar siyasi bir temsilci gibi gelmiş olsa da, sonuçta gelenlerden biri ilçenin belediye başkanıydı. Şunu söylemem gerekir ki, her türlü olumsuzluğu, berbatlığı, skandalı, allayıp pullayıp vatandaşa bir güzellik, bir nimet gibi sunma konusunda çok başarılılar. Sözüm ona bayramlaşma olan bu ziyarette de, eşeği boyayıp satma tabirindeki gibi, olay döndü siyasi vaatlere, siyasi propagandaya.

Öncelikle Yenişehir halkına şu müjdeyi (!) vermek lazım ki, belediye başkanı Yenişehir’in 13  farklı yerinde (yani Yenişehir’in her yerinde) yapılan kazı çalışmalarını ve ilgili faaliyetleri kışa girerken artık bitireceklerini söyledi, bayramlaşmanın arasına sıkıştırdı, biz de şahit olduk. Artık inanan varsa bunu müjde olarak kabul etsin, uzun zamandı şehri kaplayan ve 2. dünya savaşından çıkılmış izlenimi veren caddeler, sokaklar ve şehrin üzerindeki “toz bulutu”, şehirdeki rezaletin bir kısmı itiyor. Tabi benim için bu durum sadece tarihe düşülen bir nottan ibaret ki, şu anda da tarihe bir not düşüyorum Yenişehir adına.

İşin ilginç tarafı, skandallar şehri Yenişehir’in en tepe yöneticisinin bu özgüveninin nereden geldiğiydi. Normal şartlarda, dünyanın başka bir yerinde bu kadar  kötü yönetime diyecek bir şeyi olmayacak bir yöneticici, rahat bir şekilde, hiçbir şey olmamış gibi bana göre “vaat” ve “propaganda”larına hazır bayram gününde ana muhalefet partisinin ilçe başkanlığında devam etti. Örneğin, bir belediyecilik dehası olan (!) bir anda Yenişehir’i başından sonuna altını üstüne getirmeyle sonuçlanan mevcut durumu övdü durdu ve şehrin her yerinin defalarca kazılmasının nedenini işlerin hızlı bitmesi için olduğunu söyledi. Tabi ki bunun belediyecilikte halka işkence olduğundan, halkın  huzursuzluğuna rağmen yapılan  faaliyetinin tam bir garabet olduğundan bahsetmedi. Köstebek yuvası yollar, tozlu topraklı, çamurlu caddeler, ara sokaklar, maske ile gezen insanlar zaten bu şehirde yoktu. İflas ettiği için şehirdeki tüm aletleri haczedilen arıtma ihalesini alan AKP’ye “tanıdık” şirket de yoktu. Konuyu dağıtmamak için yazmıyorum ama, tabi şehirde yıkılan 500 yıllık tarihi duvar, çok değil geçenlerde tüm Yenişehir’i kırıp geçiren mikroplu su vakası ve Yenişehir’in ulusal basında tanıtımını güçlendiren (!) hiçbir “skandal” da hiç olmamıştı.

Bütünşehir yasasının şehrimize ve ülkemize hiçbir olumlu katkı yapmadığı, birçok olumsuzluğunun da yavaş yavaş yaşanmaya başlandığı, hizmette aksamaların olduğu ve daha da olacağını ben ve birkaç kişi dile getirince, hatta bu konuda sosyal hayata da etki eden olumsuzluklar dile getirilince, yine bir şey bilmeyen bizlere ne kadar büyük bir nimet olduğu hususunda bayrama özel bir sunum yapıldı, şükürler olsun. Ama örneğin, bütünşehir yasası dahilinde, yakın bir dönemde başlayacak olan köylerdeki vatandaşın emlak vergisi ödeyeceğinden tabi ki bahsedilmedi. Hizmetin yerinde yönetim haricinde gitmesinin imkansız olduğunu söylediğimde de, Yenişehir’in bazı köylerine atılan birkaç kilometre asfalttan bahsedildi.

Yanlış anlaşılmasın, kim iyi bir şey yaparsa Yenişehir’e yapar. İyi bir şeyler olsun, biz de diyelim ki bu iş Yenişehirliye helal olsun, yapanda da Allah razı olsun; fakat öyle bir durum yok. Belediye Başkanını, AKP’liler bile eleştirirken, hakkında geriye tek bir söylem kalıyor o da dürüst bir adam falan. İşte Türkiye’de son dönemde, siyasetçinin dürüst olması, iyi huylu olması bir artı değer olarak görülüyor, halbuki bu zaten olması gereken!

Yenişehir’de basit bir kaldırım taşı değiştirilmiyor, peyzajı düzeltilemiyor, çöp kutusu bile yenilenemiyorken, ne kadar iyi bir belediyecilik yapıldığı güzel güzel anlatılması garip. Ama bunlar anlatıldı bizler de saygı ile dinledik.

Fakat… Ben de bir huy var maalesef, kimseye gözümün  içine baka baka gerçek dışı şeyler söyletmiyorum, olayların çarpıtılıp, allanıp pullanıp halkın kandırılmasına izin vermiyorum, aklımla dalga geçilmesine izin vermiyorum. Dolayısıyla yukarıda da satır aralarında değindiğim gibi, halk için bazı gerçekleri kendilerinin yüzüne karşı söyledim. Öyle edebi anlatımlarla, ağdalı bir Türkçe ile seslenildiği gibi olmadığını, İstanbul’da Üsküdar’da yaşayan şahsımın Yenişehir’de olduğu gibi maalesef hep “kötü belediyeciler” ve “kötü belediyecilik”le karşılaştığını, şehrin her yerinin bir anda kazılması ve yıllardır onu kaz, kapat, şimdi bunun için aç, kapat, olmadı bir daha aç diyerek, halka çile çektirmenin şehrin bir şekilde mahvedilmesinin yanlış olduğunu, dünyanın hiçbir yerinde bir anda şehrin her yerinin alt üst edilemeyeceğini, bunun mantıksız, mantıksız olduğu kadar halka zulm olduğunu anlattım. Bütünşehir sebebiyle vatandaşların çile çektiğinin, hizmetlerin gelmediğinden bahsettim. Metal dönüşüm tesisinin geleceği, metal sanayinin yakında geleceği “vaat”ine (!) karşın, bunu yapanın Yenişehir’e ihanet edeceğini, gıda sanayi dışında gelen tüm sanayi kuruluşlarının başta çiftçi olmak üzere, Yenişehir’in verimli ovasındaki hiç kimseye yararı olmayacağını anlattım.

Başa döneyim, cami avlusundan, cenaze çıkışına kadar, oyuncak mikrofon görse ve hatta mikrofon olmasa da, 3 kişi bir arada görse konuşmaya başlayan siyasetçi geleneğini oluşturan AKP’nin Yenişehir Belediye Başkanı, bayramlaşmada, bayramlaşmadan ziyade yukarıda yazdıklarımı anlattı, ben de bazı konularda cevaplarımı verdim ve uyarılarda bulundum. Bu şekilde, tarihe de not düştüm. Ne için bazı hususlarda cevap verdim, kimse gözüme baka baka beni kandıramaz bunu bilsin diye, ne için bunları yazdım, tarihe not düşmek için.. Saygılarımla.

 Not : Bayram sonrası ülkemizde oluşan vahim durumu yaratan, günlerdir neredeyse her gün vatandaşlarımızın ölümlerine sebep olan, ahmakça hamlelerle bizleri Orta Doğu’nun bataklığına sürükleyen, bizi Suriye, Irak haline dönüştüren, ülkeyi ve halkın güvenliğini riske atıp, halkın can güvenliğini koruyamayan, artık ülkeye verdiği zararlar rahatsız edici bir seviyeye gelen, bizi “stratejik sefalet”e sürükleyenleri, saray delisi budalaları lanetliyorum! Yitip giden tüm canlara Allah’tan rahmet diliyorum, bu durumu yaratanların en kısa zamanda hesap vereceklerini de biliyorum.

 

Av. Onur CİNGİL

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
BAYRAMLAŞ-MA
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.