“Eyyy” diye seslenip, nara atarken, kükrerken, gürlerken derdin ya.. Hani senin tarihindi, senin ecdadındı, din de senindi, milliyet de.. Osmanlı 
da senindi, Selçuklu da.. 2023, 2053, 2071’di ya hedefin. Acayip sahiplenirdin kültürüne, atalarından kalan mirasa.
İstiklal Marşı da senindi, Akif de.. Çanakkale de senindi, hatta sorsan Kurtuluş Savaşı da.. Ama utanmadan bir de o müze oldu, burası ağır, şurası da bilmem ne yapıldı derdin. 10. Yıl Marşını bile eleştirir, 92 yıl önce ile yarışırdın. Son olarak, demediğini bırakmadığınız Atatürk’ü bile sahiplendin.
Bizler ne idik ki? Bizler ne anlardık ecdattan, tarihten, dinden, devletten, rejimden, yönetimden, hukuktan, ekonomiden, siyasetten? Sen her şeyi hepimizden, senin lafınla “iyi bilirdin iyi”..
Ne oldu şimdi ecdadın, tarihin? Bursa’nın şirin kasabasını, tıpkı ülkenin tamamında yaptığın gibi, yöneteyim derken mahvettin. Yapılan bu sütunlara sığmaz da, son olarak, 5 asırlık bir tarihi mirasın duvarını bir hamleyle yıktın, yine bizi herkese rezil ettin.
Bu zamana kadar yıktığın sadece bir duvar değildi, geçmişindi, mirasındı, sendin, öz benliğindi. Ama bu ülkede sen sadece 5 asırlık bir tarihi mirasın duvarını yıkmadın ki, sen sana miras olarak kalan her şeyi yıktın.
Devlet yönetimini yıktın, devletin geleneğini, hafızasını yıktın. Rejimi, Cumhuriyeti, Anayasayı, hukuku yıktın. Kardeşliği, dostluğu, arkadaşlığı yıktın. Ulusu yıktın, bizi biz yapan bütün değerleri yıktın, yıkamadığını kestin, yıldıramadığını hapse attın.
Sen bu zihniyetle, çiftçiyi yıktın, esnafı yıktın, memuru, emekliyi, işçiyi yıktın. Sen çalışanı yıktın, üreticiyi, sanayiciyi, iş adamını, girişimciyi yıktın.
Ekonomik düzeni, siyasal düzeni, sosyal düzeni yıktın, paramparça ettin. İnsanlar yoksullaştı, aç kaldı, pazardan meyve sebze alamaz oldu insanlar, sen alım gücü kavramını yıktın.
Sosyal adaleti, eşitliği yıktın. Her yere, ilk önce, bir cemaati, baktın olmadı sonra kendi cemaatini koydun.
Hani sendin tek büyük, hani sendin tek muktedir, hani sen koskoca bilmem neydin. Bu kafa ile en sonunda sen kendini de yıktın.
Haziranın bir akşamı sen kendi yönetimini de kendi elinle yıktın.
Ben ısrarla konuşmalarımda, yazılarımda hep şu kavramı kullandım : “zihniyet” dedim. Türkiye’de yapılan her şey bir zihniyetin ürünüydü. Bu zihniyet biz konuşmayız yaparız dedi, ama alt alta yazsak yaptıkları yıktıklarının binde birine denk gelirdi.
Yani, sizin her gününüz kaos, her yaptığınız skandaldı.
Ama değişiyor sanki bir şeyler. Farkında mısınız ilk defa asgari ücretin yükseltilmesinden, emeklinin tekrar diriltilmesinden, işçinin güçlenmesinden, memurun özlük haklarından, çiftçinin ürününden, mazotundan, esnafın siftahından, kadının gasp edilen haklarından, gençlerin sözlerinden, hukuktan, demokrasiden, adaletten, Cumhuriyetten, insandan ya en başta insandan bahseder olduk.
Uzun zamandır ilk defa, kardeşlikten, dostluktan, güler yüzden, selam alıp selam vermekten, barıştan, huzurdan, refahtan bahseder olduk.
Bunu halk yaptı, bunu sizler yaptınız değerli vatandaşlarım. Ve şimdi sıra sizde beyler, bizi yönetmeye talip olan yeni yüzler, yöneticiler. Yıkılan bütün duvarları onarma vakti, bir zihniyetin değişme vakti. Bugünlerde saat geldi, Türkiye için şimdi “onarım” vakti.
Unutmayın, kanmayın kimseye, koalisyon kötü bir şey değildir.
