Kendini bile anlatamayan, birilerinin sözcülüğüne soyunurmuş.
Ben bu tespitin doğru olduğunu söyleyebilirim.
Çevremizde o kadar çok cesur cahil var ve bunlar o kadar önemli yerlerde görev yapmaktalar ki bazen kendi aklımdan şüpheye düşüyorum.
Bunlar, cehalet tarafından alkışlanıyor, kariyer basamaklarında sıçrayarak yükseliyor, yetersizliklerine, yeteneksizliklerine rağmen her şeye hak sahibi olduklarına inanmaya başlıyorlar.
Öyle hızla yükseliyorlar ki bir süre sonra cehaletin egemenliğindeki toplumun vazgeçilmezi sayılıyorlar.
Okumuş ve okumamış cahiller ittifakı bunlar.
Daha akıllı, daha yetenekli ama ihtirassız ve alçakgönüllü pek çok kişi ön plana çıkamıyor.
Toplumun değerlendireceğini umuyor ve bekliyor. Bir şey talep etmediklerinden dolayı da hakları olan kariyere ulaşamıyorlar.
Beklentileri gerçekleşmeyince de bir köşeye çekilerek içlerine kapanıyor, kırılıyor, meydanı niteliksizlere bırakarak bir köşede inzivaya çekiliyor.
Bazen ‘acaba yetenekli, bilgili, ihtirassız olanlar da eğitilmiş cesur cahiller gibi cesur, atılgan olamaz mı? Onlara benzeyemez mi? ‘ diye düşünüyorum.
Sonra, Napolyon’un” Dünyada taklit edilemeyen tek şey, cesarettir” sözü geliyor aklıma ve bu umudum, Yenişehir’in geleceğiyle ilgili diğer umut ve hayallerimle birlikte sönüyor.
Mevlana’nın “Cahillerin yanında kitap gibi sessiz ol!” nasihatine uyarak cahile kurban olmak istemiyor ve susuyorum.
Nasıl olsa hiç kimseyi dinlemiyor, hiçbir şeyden ders almıyoruz.
*
Yanılıyor muyum?
Bir de birlikte bakalım etrafımıza.
Her alanda ön planda görünenlerin, bizleri yönetenlerin, kaç tanesi bulunduğu yeri hak ediyor.
Bize ezberletilenleri tekrar ediyoruz.
Lütfen söyleyin, bugün özenerek bakılanların, yüzde kaçı sizden daha yetenekli, bilgili ve bulundukları konumu sizden daha fazla hak etmektedir?
Bana göre bu oran çok düşüktür ve her geçen gün biraz daha düşmekte, bunu değiştirmek için de herhangi bir çaba gösterilmemektedir.
Eğer yanılıyorsam, bunun aksi bir durum söz konusuysa, buyurun söyleyin, gösterin.
Ben de öğreneyim ve gelecek için kaybolmaya yüz tutan umutlarım tazelensin.
Biliyoruz ki milletler hak ettikleriyle, hak ettikleri şekilde yönetilirler.
Siyasetteki çapsız politikacıyı da, meslek örgütümüzün başındaki insanı da okumuş ve okumamış cahilleri de satılık kalemleri de biz yaratmakta, biz yaşatmaktayız.
Cehalet, maliyeti sıfır olan, zahmetsizce sahip olunabilen bir özelliktir. Bizlerin de ucuz olan her şeyin önünde kuyruk olma alışkanlığımız var.
*
Düşünmüyoruz.
Bu nedenle de gelecek hesaplarımız, yol haritamız yok.
Biz kimiz, nasıl yaşıyoruz?
Nelerden şikayet ediyor? Neye karşı, neden yana olmak istiyoruz?
Şikayet ettiklerimizden nasıl kurtulacağız?
Gerek şimdi gerekse gelecekte nasıl bir hayatımız olsun istiyoruz.
Hem soruların cevaplarını bilmek hem de mutlu yaşayacağımız ortamı hazırlamak için çaba gerekiyor.