Görgüsüzlük

featured

Görgüsüzlük, düşünsel ve duygusal kütüklüktür. Görgüsüzlerin akıl, algı, zarafet ve saygı filtreleri tıkalıdır. Onlar aşı tutmayan meşe ağacı gibidirler. Yol yordam bilmezler çünkü tam anlamıyla ne oldum delisidirler.

Görgüsüz kişi her tümceye “Ben” sözcüğü ile başlar “ben” diye devam eder ve cümleyi “ben” diye bitirir. Konuşmaları abartılıdır. Bilgisi ve ilgisi olmayan konularda yorum yapar. Anlamını bilmediği sözcükleri yerli yersiz kullanarak komik duruma düşer ama aldırmaz.

Görgüsüzün giyimi kuşamı da abartılıdır, sadeliği yoksulluk olarak değerlendirir. Duvar saati ebadındaki kol saatini her fırsatta göstermeye çalışır.

Altın zincirini tişörtünün üstüne çıkarır ama banyo terliği ile bir toplantıya gitmekte hiçbir sakınca görmez.

Herkesin gözü önünde cebinden bir tomar para çıkarır ve o paraları elini yalaya yalaya sayar. Ağzında kürdanla dolaşabilir ve gece giysileriyle market alışverişi yapabilir.

Görgüsüz komplekslidir. Özellikle sohbet toplantılarında sürekli o konuşur. Konuşmak için söz almaya ihtiyaç duymaz. Konuşanı dinlemez ama sık sık sözünü keser.

Kendisini akrabalarının mesleği ile tanıtmaya bayılır çünkü özgüveni yoktur. “Ben falanca doktorun amcasıyım, filanca siyasetçinin yeğeniyim vb.” dediği zaman statü kazanacağını düşünür.

Görgüsüz, sahip olduklarını ilgili ilgisiz her ortamda dile getirir. Hiç sormadığınız ya da hiç merak etmediğiniz halde bilmem nerede okuyan çocuklarından, yazlıklarından, yatlarından katlarından, karısının pahalı çantalarından söz eder. Yurt dışına gittiğini söylemezse çatlar.

Görgüsüz sosyal paylaşım alanlarına çok düşkündür.

Sahte üniversite diplomasını, yeni satın aldığı lüks otomobilini, kendisine armağan edilen ya da kendisinin armağan ettiği şeyleri, önemli saydığı kişilerle çektirdiği fotoğrafları paylaşır.

Görgüsüzler, “Sen neymişsin be abi!” dedirten ya da dedirtmek isteyen tiplerdir.

Bir de züğürt görgüsüzüler vardır. Bunlar asgari ücretle çalışırlar ama banka kredisiyle otomobil satın alırlar. Belediyelerden kömür yardımı isterler ya da sosyal yardım için kaymakamlıklara başvururlar.

Bir apartman inşaatının bilmem kaçıncı katında gün boyu beton dökerler ya da tuğla örerler ama akşam olunca cep telefonlarından “Gecelere akıyoruz.” diye ileti paylaşırlar.

Görgüsüzlerin en tehlikelisi ve en zararlısı siyasi görgüsüzlerdir. Bunlar ulusun ekonomik, sosyal, kültürel ve sanatsal birikimlerine saldırırlar.

Bunlar doymak bilmeyen saldırgan ve acımasız yandaşlardır. Halkımız bu görgüsüzleri, “Sonradan görme gavurdan dönme.” atasözüyle tarif eder. Bunlar akıl yönünden sorunludurlar ama kurnazlıkta, çakallıkta, üçkâğıtçılıkta çok ustalaşmışlardır.

Türkiye gibi rantın ve paranın kolayca el değiştirdiği ülkelerde dönem zengini görgüsüzlerin sayısı artar. Bunlar eziktirler, suçluluk duygusu içindedirler çünkü ülkenin içini boşaltmışlardır. Üretmeden tüketmenin, çalışmadan kazanmanın, liyakat sahibi olmadan makam sahibi olmanın verdiği kibirle kendilerini dev aynasında görmeye başlarlar.

Görgüsüzler aslında zavallı insanlardır. Kendilerini kimsenin sevmediğini, kimsenin saygı duymadığını bilirler. Onlar ölüm korkusu içinde yaşamadan yaşlanır. Özellikle kırk yaşlarından sonra özel hastanelerden ve doktor muayenelerinden çıkmaz olurlar. Çantaları tahlil sonuçlarını gösteren kağıtlarla şişmeye başlar.

Tüm sohbetleri sağlık üzerinedir. Kolesterolü yüksekse, tansiyonu inip çıkıyorsa, şekeri varsa, kalbi teklemeye başlamışsa yanlarına yaklaşmayın!

Onların sağlık sorunlarını dinlemekten öyle bıkarsınız ki sonunda mahalle değiştirmeyi bile ciddi ciddi düşünmeye başlarsınız.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Görgüsüzlük
Yorum Yap
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.