Çocukluğumuzdan itibaren ailemizden, öğretmenlerimizden defalarca duyduğumuz bu cümle, hayatta deneyim kazandıkça anlamlı bir hal alır.
Çocukken bilemezsin. Kelimelerin anlamını bilirsin elbette ama idrak etmek başka bir şey. Hayatının sorumluluğunu al.
Böyle kelime anlamı olarak basitçe olsa da nasıl yapılacağına dair bir kılavuz vermez kimse. Hatta bu cümle çocukken yaptığımız ve kötü olduğunu sonradan öğrendiğimiz bazı davranışlarımızla ilgili utandırılarak ya da suçlanarak kullanılırsa, ileride adım atmaktan, sorumluluk almaktan korkar hale de gelebiliriz.
Sonuçta hayatının sorumluluğunu almak yaptığın iyi ya da kötü ne varsa arkasında durmak demektir evet. Ama asıl önemlisi hayatı yaşamak demektir.
Sorumluluk almaktan korkmak hayatı yaşamaktan korkmakla eş anlamlıdır bence.
Hayatı yaşamaya karar vermek, yani hissetmeye, adım atmaya, değişime cesaret gösterebilmek biraz kişisel gelişebilmekle ilgili.
Neden yaşadığını sorgulamayan ya da hayali olmayan biri için bunlar anlamsızdır elbette. Onlar başlarına gelen her şey için öfkelidirler ve hep bir suçlu ararlar. Başına gelenin kendi dışında bir sorumlusu olmalıdır. Aksi halde kendileriyle yüzleşmeleri gerekir ki bu başlı başına bir yıkımdır.
Öfke tuhaf bir duygudur. Altına bakmayı seçmezsen bir şekilde hayatı yaşar gidersin. Mutlu olmayı, hüzünlenmeyi, neşeyi, sevgiyi, ihtiyaç duymayı, şefkati hiç deneyimleyemezsin.
Ama bir kez ben neden öfkeliyim diye kendine sorarsan işte o zaman yolculuğun başladığını fark edersin.
Çünkü o andan itibaren kendi içine bakmaya, öfkenin aslında hangi duygularını gölgelediğini fark etmeye ve kişisel olarak gelişmeye başlarsın.
Çünkü öfke gerçek değildir. Altında ya hayal kırıklığı, ya korku ya da suçluluk duygusu vardır. Bu duygular mutlaka geçmişinde bir yerden sana gelmiş ve fark etmeni bekler haldedir. Fark ettiğinde yüzleşirsin ve geçer.
Öfke gittiğinde gerçek senle tanışırsın. Kendinle iletişimi kurmayı öğrenirsin. Duyguları tanır ve hissedersin.
İşte tam olarak orada hayatının, sorumluluğu kimseye bırakılamayacak kadar, değerli olduğunu fark eder ve gerçekten yaşamaya başlarsın.
Bu kadar kolay mıdır?
Hem evet hem hayır. Acıtır. Zaman alır. Ama bir kez yola çıktığında ne olursa olsun dönmek istemezsin. Çünkü hayatını elinde tutmanın hazzı yaşanan her şeye değer.