Günümüz iletişim düzeyi, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı.
Artık daha kısa sürede, daha derli toplu bilgiye daha kolay ulaşıyoruz.
Fasikül, fasikül ansiklopedi oluşturma çabalarımızı geride bıraktık.
*
Konuya bu şekilde bakıldığında kitabın önemi azalmış gibi görünüyor. Ancak kitap sadece bilgi kaynağı değil ki.
Evet, bilgiye kısa yoldan ulaşabilir, ihtiyacınız olanı alır ve çıkarsınız ama kitap düşünce ürünüdür.
İnsan aklının ürettiği bu ürün, yeni düşüncelerin aracıdır.
Kitap insan ilişkisini öğretir. Kitap, yaşamı ve yaşamın içinde ortak davranış birlikteliğini sağlar.
*
Televizyon, internet ve cep telefonlarının hayatımıza girmesinden sonradır ki birbirimizle konuşmamaya, birbirimizi dinlememeye başladık.
Okumak, görev olarak verilmediği sürece zor gelen bir etkinlik oldu.
Cümle bile kurmadan, hatta kelimeleri bile yazmadan geliştirilen özel bir yazı türü ile saatlerce sanal bir ortamda ve çoğu zaman sanal kişilerle sürdürülen yazışmalar nasıl bir tat almadır, anlamak zor.
*
Söz dönüp dolaşıp eğitime, dolayısıyla okula ve öğretmene gelecek. Ancak aynı şekilde yaşayan öğretmen sayısı da az değil.
Bu iş yine de okullarımız eliyle yapılacak.
Anaokullarından başlayarak bilgisayar öğretmeyi ve bununla övünmeyi bırakıp önce bu çocukları kitapla tanıştırmanın yollarını bulacağız.
Çocuk kitap ile bir bağ kuracak. Yaşamının vazgeçilmezi olacak. Kitabı sevecek, okuyacak.
Her okuduğu kitabı, düştüğü notlarla saklayacak ve çok küçük yaşlarda kitaplığını oluşturacak.
Bu iş okulun işi. Bu iş öğretmenin işi. Topu anne babaya atmayacak. Onları da bu konuda öğretmen ikna edecek. Ancak varsa önce kendi zaaflarından kurtarılacak.