Hemen her konuda
Aralıksız Şikayet ediyoruz.
Hiçbir şey yapmadan üstelik.
Aynı konuda daha önce yazmış,
Şikayet etmenin yeterli olmadığını,
Değiştirmek ve düzeltmek için çaba gerektiğini belirtmiştim.
Bugün, farklı bir gözlemimi paylaşmak istiyorum.
*
Şikayetlerimizi, muhataplarıyla konuşmamak,
Zaten genel alışkanlığımız.
Bizler, şikayet konularımızla ilgili bir şey yapmadığımız gibi
Güvenli bölgeler,
Güvenilir insanlar ararız şikayetlerimiz için.
Yani hem şikayet eder,
Hem de şikayet ettiğimiz kişinin kulağına gitmesin isteriz.
*
Bu yöntem sağlıklı değil.
Ama daha sağlıksızı ile karşı karşıyayız.
Bu alanda yeni bir tür belirdi.
Şikayet mekanizmasını farklı bir boyuta taşıdı.
Amacı şikayetine konu olan sorunun çözülmesi değil.
Amacı burun sürtmek.
Amacı muhataplarına haddini bildirmek
*
Yeni tipin şikayet alanları ve tehdit cümlelerinde,
Kaymakamlık ile Cumhuriyet savcılıkları mutlaka yer alıyor.
Biriyle bir yerde yaşadıkları bir tartışmaya,
Seni amirine şikayet edeceğim,
Diye başlıyor,
Seni polise, seni savcıya, seni kaymakama, diye sürdürüyor.
Bir makam bulunamadığında ise
Mahkemede görüşürüz, diye bitiriyor.
*
Bu durum yeni,
Bizler sorunlarımızı kendi aramızda çözebilirdik.
Bizler konuşur,
Üçüncü şahısların konuya müdahil olmasına rıza gösterirdik.
Bizler,
Bir büyüğümüzün çözüm önerisini kabul eder,
Uzlaşırdık.
*
Hayatın her alanına sirayet etmiş olan bu yeni durum,
İnsan ilişkilerini daha iyi yapmıyor.
Mevcut sorunların küçülmesini sağlamıyor.
Aksine, uzlaşmaz noktalara taşıyor.
Daha da ötesi,
İntikam duygusunu körüklüyor.
*
Sorunun en yoğun yaşandığı alanlardan birisi okullarımız.
Öğretmen, öğrenciden ya da veliden,
Veli ise öğrencinin yönlendirmesiyle,
Öğretmen ya da okul yönetiminden şikayet ediyor.
Veli, öğrencinin kendisine taşıdığı sorunu ve oluş biçimini mutlak doğru kabul edip
Şikayet yolunu seçiyor.
İşin içinde, bir can acıtma anlayışı var.
Gitsin derdini anlatsın bakalım, şeklinde yaklaşılıyor.
Benim kim olduğumu anlasın,
Akıllı olsun, bir daha benim çocuğuma dalaşmasın,
Beklentisi çok yaygın.
*
Peki, bu durumun sakıncası ne?
Sakıncası şu.
Şikayet edilen kişi,
Bir süre sonra, İnisiyatif kullanmaz oluyor.
Sorumluluk almıyor.
Kişisel çabası ile yapabileceklerinden vazgeçiyor.
Yapmak zorunda olduklarıyla yetiniyor,
Deneyimlerini paylaşma gereği duymuyor.
Sonuçta,
Çalışma ortamları bozuluyor.
Amaçsız ve düşünülmeden yapılan şikayetler,
Sadece şikayet edileni değil,
Tüm çalışanları etkiliyor.
*
Şikayetçilere,
Şikayet etmekle tehdit edenlere,
Ve bir de sözlerine,
Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Diye başlayanlara.
Benim de bir çift sözüm var.
Evet, sizin kim olduğunuzu biliyorum.
Sizler, büyük bir ihtimalle korkaksınız.
Bence, savunma bilinciniz gelişmemiş.
Bu yaptığınızın adı hak arama değil.
Evet, insanlar sizden korkuyorlar.
Çünkü korkak insanlardan korkar insanlar.
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
