Bir bilge, bir göledin başında oturmaktadır.
Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölede kadar gelip,
Tam su içecekken kaçması dikkatini çeker.
Dikkatle izler olayı.
Köpek susamıştır ama gölede geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmakta,
Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır.
Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölede atar
Ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer.
O anda bilge düşünür:
-Benim bundan öğrendiğim şu oldu, der.
-Bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.
***
Evet, bilgenin dediği gibiyiz,
Korkuyoruz,
Kendi içimizde büyüttüğümüz korkular bunlar.
Çoğu zaman nedensiz,
Her şeyden ve herkesten korkuyoruz.
“Bizim başımıza gelmez ”derken bile
Başkalarının başına gelenlerden korkuyoruz.
Korkmaktan korkar hale geldik.
Kendi korkularımızı örgütlüyor,
Korkularımızı paylaşıyoruz.
***
Korkutmaya çalışanların, çabası olmadan sürüyor korkularımız.
Bir de onların kattıkları var korku listemizde.
Konuşma, karışma kaytarma diyenlerden sonra.
Düşünme, konuşma, sorgulama diyenlerin öğütledikleri var kafamızda.
***
Bunlarla da sınırlı değil korkularımız.
Bizler, her yaşta, her şeyden korkuyoruz.
Artarak sürüyor korkularımız.
Neden korktuğumuzu bilmeden çoğu zaman.
***
Örneğin; Sevmekten korkuyoruz; Kaybetmekten korktuğumuz için.
Sevilmekten korkuyoruz; Kendimizi sevilmeye layık görmediğimiz için.
Düşünmekten korkuyoruz; Sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyoruz; Eleştirilmekten korktuğumuz için.
Duygularımızı ifade etmekten korkuyoruz; Reddedilmekten korktuğumuz için.
Yaşlanmaktan korkuyoruz; Gençliğin kıymetini bilmediğimiz için.
Unutulmaktan korkuyoruz; Dünyaya bir şey vermediğimiz için.
Ve ölmekten korkuyoruz;
Aslında yaşamayı bilmediğimiz, öğrenemediğimiz için.
***
Aslında biliyoruz,
Korkunun ecele faydasının olmadığını.
Aslında biliyoruz,
Korkunun çaresizlik olduğunu.
Yine de korkuyoruz.
Çaresiz kalmışız,
Ve sığınağımız olmuş korku.
Yorumlar kapalı.