Yaşamın farklı alanlarında da görülebilir ancak asıl siyasetin sorunudur, ekip olamamak.
Sorunu bilip şikayet edenlerin çoğu samimi değildir.
Ekip olmanın önündeki engelleri sıralarken bile birbirinin altını oymayı ihmal etmezler.
Sorunun temelinde ise küçük bir başarı sonrasında, şişen egoları nedeniyle gerçek değerlerini unutan, grup mensupları vardır ve bunlar ekip çalışmasının sabote ederler.
*
Birden fazla sayıdaki insanın bir araya gelmesine ekip denilebilir.
Bu halde bile ego savaşı çıkabilir. Buna üçüncü bir kişi daha eklendiğinde ise bu iş daha karmaşık bir hal alır.
İki kişiyle bile senin dediğin, benim dediğim, şeklinde başlayan çatışma, üçüncü şahısla, birinin ötekisini kendi yanına alma isteğine dönüşür.
Bu gerçekleştiğinde ise üçüncü için kumpaslar hazırlanmaya başlanır.
Bu durum ekip elemanlarının sayısına paralel olarak sürer ve kumpas sayısı artar.
Bu nedenle, kısa süre içinde kişiler, sonrasında ise gruplar arasındaki çatışma derinleşir ve oynanan oyunlar ile hazırlanan kumpaslar, çözülmesi güç düğümler oluşturur.
*
Egoları doğrultusunda hareket etmeye başlayanları, önce çevresindeki yakın arkadaşları fark eder. Kendilerinin, içine düştükleri bu uyku halinden kurtulmaları ise ya hiç mümkün olmaz ya da zaman alır.
Gerçek durumla yüzleşme cesaretini bulamayanlar için en kolay yol, içinde bulundukları hali sürdürmek olur.
Sürdürdükçe daha belirsiz bir konuma geçeceklerini bile anlamadan yaparlar bunu.
İnsanın kendisini çaresiz hissettiği dönemlerde, zihninin oluşturduğu ikinci kişiliğin adıdır ego.
Ve “ patlak topa hava basmak” gibidir.
Bu nedenle her şişirildiğinde yeniden iner.
Ego için asıl önemli olan itibar olduğu için zor olur gerçeği kabul etmek.
Şişik egolu insanların başarıyı paylaşmaları mümkün değildir. Başarı, tek başına onların olmalıdır. Bunun için çevresinde bulunan herkesin üstüne basmayı göze alırlar.
*
Sözün özü şu;
İnsanın yapmak istedikleri ve olmak istedikleri vardır.
Hedefleri ve bu hedefler doğrultusundaki çabaları da anlaşılır bulunmalıdır.
Burada önemli olan, hedeflerimizin, egolarımız doğrultusunda değil, kendi kontrolümüz ve isteğimiz doğrultusunda gelişmesidir.
Hedefi bile olmadan başkalarına hedef belirlemeye kalkanlar da egolarının kurbanıdır.
Şişik egoluların aradığı itibardır.
Hedefsiz insanların itibar peşinde olmaları bundandır.
Hedefi olmayanların başkalarına hedef göstermesi ise sürdürülebilir olmadığı gibi tehlikelidir.
Çevresinde bulunan herkes, onları çabuk fark eder ve itibar fakiri bu insanları tecrit eder.
Önce çok kızıp eleştirdiğimiz ama sonra sağlıklı düşünemedikleri için bağışlayıp doğal bulduğumuz bu insanları fark etmek, yeterli bir tedbirdir.