Siyaseti sevmiyorum, siyaset yapmak istemiyorum,
Diyeceğim ama olmayacak.
Kendimle çelişmek olur bu.
*
Siyaseti, sadece siyasi partiler içinde yapılan bir iş olarak görmüyorum.
Sivil toplum kuruluşları içinde örgütlenmiş her kesimin olduğu kadar,
Tek tek her vatandaşın da siyaset yapma görevinin olduğuna inanıyorum.
*
Siyasete katkıda bulunmak,
Görüş bildirmek için siyasi bir partinin örgütlenmesi içinde olmak şart değil.
Bu anlamda, siyaseti siyasetçilere bırakalım,
Şeklinde özetlenen anlayışı doğru olarak göremem.
Bir yerlerden sürekli olarak pompalanan,
Siyasetin “kötü bir şey” olduğu algısını kabullenemem.
*
Bu algı ile birlikte, değişmesi gereken bir diğer algı da
İyi ve kötü siyasetçi algısıdır.
İyi siyasetçi olabilir, kötü siyasetçi de olabilir.
Siyasetin saygınlığını her defasında en aşağı seviyeye çekmeye çalışan anlayış,
Mücadele edilip değiştirmesi gereken bir anlayıştır.
Siyasetin saygınlığı, toplumun bütün kesimlerini temsil eden örgütlerin,
Siyasete katılması, katkıda bulunması ile olacaktır.
Siyaset ancak bu durumda, hak ettiği saygın konumunda görülebilir.
Bunun için siyasi partilerin de herkesin katkıda bulunduğu bir siyasi ortam için çaba göstermeleri,
Siyaset hakkının, herkes için olduğunu kabullenmeleri gerekir.
*
Sorun yaşayan siyasi partilerimize bakıldığında,
Nedenlerin başında, katılım sorunu vardır.
Siyaseti, parti lokaline gelip gitme olarak gören ve çoğu zaman sadece bu nedenle,
İtibar ve ayrıcalık bekleyen anlayış, ilk değiştirilmesi gereken anlayıştır.
*
Farklı siyasi partilerin var olma nedenleri,
Bakış açılarından ve öncelikli olarak işaretledikleri sorunlardan kaynaklanır.
Bu bakış açıları, onların tüzük ve programlarına yansır.
İşte burada, siyasi parti seçenekleri çıkar.
İnsanlar, kendilerine uygun buldukları bakış açısı ile
Önceliklerini bulurlar, siyasi partilerin programlarında.
*
Siyasi partilerin tüzük ve programları bu nedenle önemlidir.
Önemli ve vazgeçilmez olan bu tüzük ve programlar,
Yine aynı siyasi partinin yetkili kurullarınca işletilmezse, işte orada kargaşa başlar.
O andan itibaren o siyasi parti içinde siyaset konuşulmaz.
Yapılan işlerde keyfiyet esas alınıp,
Ben yaptım oldu anlayışı kabul görür.
Ve nihayet ilkeleri, tüzüğü ve programı olan bir parti olmaktan çıkarlar.
Artık orada birilerinin doğruları hüküm sürer.
Birilerinin doğruları, başkalarının doğrularıyla çatışır ve kargaşa büyür.
*
Kargaşanın olduğu yerde de başarı olmaz.
Gün gelir anlaşılır, gerçeklerle yüzleşilir.
Doğru olan ile olmayan ayırt edilir.
Ama kazanımlar yitirilmiştir.
Her şey eskisinden daha zordur artık.
Sil baştan mümkündür belki ama her başlangıç, sonuçta sadece bir başlangıçtır.
Her defasında yeniden başlamak, yorar insanı.
Umutları ve beklentileri zayıflatır.
Belki de bu nedenle, siyaset yapmak değil ama
Siyaset yazmak zor geliyor artık.
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
