Öğrenme, bilgi edinme, soru sorarak başlar.
Soru sormadan düşünce olmaz, demokrasi olmaz.
Soru, gerçeğe ulaşmanın en demokratik yöntemidir.
*
Gazeteci soru sorar.
Verilen cevaplara kulak verir.
Cevaplar arasında parçaları toplayıp birbirine ekler.
Ortaya çıkan fotoğraf, hem komplo teorilerini, hem de dedikoduları bitirir.
Burada da asıl amaç gerçeğe ulaşmaktır.
*
Hepimiz Yenişehir’de yaşıyoruz.
Her birimizin aklına gelen yüzlerce soru var.
Bu sorular analiz edildiğinde, her birinin insanla ilgili olduğu sonucu çıkar.
İktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasi partiler, Yerel yönetim, Meslek Odaları, sendikalar, dernekler vb, üzerinden yapılan tüm eleştiriler, sorulan tüm sorular, kişilerle ilgilidir.
Mevcut kurumlardan daha fazla, işin başında olanlar konuşulur.
Sorular, muhataplarına ulaşmazsa, her köşeden bir yanıt gelir.
Her soru hakkında herkes bir şey söylemeye başlar.
Bu da bizim gibi kasabalarda, dedikodu sınırlarını genişletmekten öte işe yaramaz.
İçlerinde objektif olmaya çalışanlar bile bir süre sonra,
Doğru ki herkes konuşuyor diye başlar, ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye bitiriverir.
*
İşte tam da bu nedenle hayatın içinde sorulan tüm soruları muhataplarına soracağız.
Soru sorma refleksimiz var.
Sorgulayacak, merak edecek ve eleştirel bakacağız.
Sadece soruları değil verilen yanıtları da soracağız.
Kime mi?
Hakkında soru sorulan herkese.
Verdikleri cevapları da yine yayımlayıp eksik, yanlış ve bazen de kirli bilgiden arınıp doğru olana ulaşmaya çalışacağız.
Bu çabamızın, soruların doğru cevaplarına ulaşılmasında ve dedikodu boyutundan kurtarılmasında etkili olacağını düşünüyoruz.