Eğer tüm milli bayramlar hakkıyla kutlansaydı İstanbul'un fethi kutlamaları gözüme batmazdı. Ama içinde Atatürk olan her şeyi yok etme çabası beni çıldırtıyor. Şuan 23 Nisan da 19 Mayıs da 29 Ekim de İstanbul Fethinden daha önemlidir. Zira Atatürk İstanbul'u Osmanlıyı fiilen ortadan kaldırmış İngiliz'in elinden aldı. Üstüne basa basa söylüyorum yanlış anlaşılmasın. İstanbul'un Fethi önemli değildir demiyorum. Zaten biz yıllardır bununla gurur duyardık. Şu an milli bayramlar çeşitli bahanelerle iptal edilip şaşaalı İstanbul'un Fethi kutlamalarının altında siyasi mesaj yatmaktadır.
"Biz Osmanlı torunuyuz" mesajıdır bu. Burada iki yaklaşımda bulunmak gerek. Teknik olarak Osmanlı bir Türk devletiydi. Tüm Türk Devletleri birbirinin devamı niteliğinde olduğuna göre hepimiz Anadolu Selçuklu torunuyuz, Uygur Torunuyuz, Osmanlı torunuyuz demek yerine Türk'üz dedik zaten Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti" denir sözüyle birlikte. Dolayısıyla siz ne torunu olursanız olun Türksünüz. İkincisi ise Atatürk'ün adının geçtiği her yeri silik hale getirmeye çalışmak tarihe ihanet etmektir. Dolayısıyla gerçekten Osmanlı Torunu olan Fatih'i yüceltirken Atatürk'e de minnet ve şükran duyar. Zira "devletin devamlılığı esastır" mantığını Atatürk fiile dökmüştür. Fatih'in gerçek torunları olan dönemin Padişahları değil!
Bunun yanında Fatih sultan Mehmet'i Atatürk'üm karşısında göstermek de büyük cahilliktir. Atatürk, Fatih hayranıydı. Onun taktik bilgisini örnek aldı. Onun eleştirisi son dönem Osmanlı yapısınaydı.
Bu konuyla ilgili iki önemli hatırata değinmekte fayda var.
Prof. Afet İnan "Atatürk Hakkında Hâtıralar ve Belgeler" (1968, s. 187) adlı kitabında Atatürk'ün "Büyük Fatih"e her zaman hayranlığını ifade ettiğini yazar. İnan'a göre, Atatürk, bir Fatih heykelinin yapılmasını çok arzu etmiştir. Kâh Ayasofya Camii'ne, kâh Kızkulesi, Rumelihisarı veya gemilerin karadan yürütüldüğü Kasımpaşa kıyısına dikilmesini düşünmüştür heykelin. Ama gözde mekânı, besbelli ki Kızkulesi'dir.
Afet İnan'a göre Atatürk tam bir Fatih hayranıdır:
"[Atatürk] Osmanlı Devleti'nin yükseliş devri için, hayranlık ve muhabbet beslemiştir. Onun için Fatih sadece bir Türk büyüğü değil, cihan tarihinde de en büyük adamdır." (s. 312)
Atatürk'ün yakınlarından Münir Hayri Egeli de çok ilginç bir anekdot aktarır "Atatürk'ün Bilinmeyen Hatıraları" adlı kitabında (1954, s. 58-59).
Bir gün sofrada söz Fatih'e gelir. Atatürk sorar: "Tarih acaba benim mi, yoksa Fatih'in mi yaptığı işleri daha mühim bulacaktır?" Orada bulunanlar hemen atılırlar: "Tabii ki sizi." Atatürk sorar: "Niçin?" Herkes kendince Atatürk'ün Fatih'ten üstün bir tarafını ispatlama yarışına girer. Dalkavuk mu yok? "Sizin yanınızda Fatih de kim oluyormuş!" diyenler bile çıkar. Bunun üzerine Atatürk, bu kişiye kızar, "Halt etmişsin" der. Şu sözler olgun bir devlet adamının bakışını yansıtır:
"Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim? Çok kereler Fatih'in karşısında kaldığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı hal çarelerine varmışımdır. Yalnız, Fatih benim karşısında kaldığım meseleleri nasıl hallederdi? Bunu çok merak ederim. O büyük bir adamdır, büyük."
Biraz bilinç lütfen.