Atina’daki Fransız kaynaklarından alınan bilgilere göre, General Stratos, Yunan ordusunun İstanbul’a ilerlemesi için hükümetine baskı yapmakta fakat Gounaris ve Dışişleri Bakanı bu fikre karşı çıkmaktaydı. Müttefik temsilcileri, Yunanistan’ın böyle bir harekete teşebbüs edemeyeceğini düşünmekle beraber Trakya’daki Yunan ordusunu yakın takibe almışlardı. Bu iddiaların gündeme geldiği sıralarda Anadolu’da bulunan iki Yunan Tümeninin Trakya’ya sevk edilmesi endişeleri daha da arttırdı.
27 Temmuz 1922 tarihinde Yunan Kuvvetleri Başkomutanı Hacı Anesti karargahını Tekirdağ’a taşımıştı. İngiltere; Yunan birliklerinin tarafsız bölgeye girmelerinin çılgınlık olacağını ve buna izin vermeyeceklerini bildirdi.
30 Temmuz 1922 tarihinde bir araya gelen Müttefik Yüksek Komiserleri, Kumandanları ve Amiralleri; Yunanlara karşı engelleyici tedbirlerin alınması konusunda uzlaşmaya vardılar.
Harington, Yunan gemilerinin demir attıkları yerlerde kalmalarını ve Tekirdağ ile Mudanya arasında Yunan askerlerinin hareketlerinin durdurulmasını müttefik savaş gemilerinin Trakya sınırını ve diğer bölgeleri yandan kuşatma altında tutmasını önerdi. Harrington ‘un bu teklifleri Rumbold tarafından mantıklı ve yeterli bulundu.
31 Temmuz 1922 tarihinde Yunan hükümeti, İstanbul’u işgal etmek için müttefik devletlere müracaat etti.
Yunan hükümetinin, İstanbul ‘u işgal edebilmek için resmi müracaatta bulunduğu tarihin, Anadolu’da İyonya Devleti adı altında muhtariyet ilan edilen günün hemen ertesine denk gelmesi tesadüf değildi. İngiltere, Fransa ve İtalya, otonom İyonya devleti ilanına da karşıydılar.
İstanbul’un Yunan ordusunca işgali talebini reddeden müttefik hükümetleri, muhtemel Yunan ileri harekatının kuvvet kullanılarak püskürtülmesi konusunda İstanbul’daki yetkililere talimat verdiler.
İtilaf Devletlerinin, Yunanistan’ın İstanbul ‘u işgaline izin vermeyeceklerinin anlaşılması üzerine Yunan Dışişleri Bakanlığı birkaç umutsuz denemede daha bulundu. Müttefikler, İstanbul’da Yunan işgaline kesinlikle karşı çıkıyordu.
Hacı Anesti, İstanbul’a hareket için beklediği talimatı, hükümetinden alamadı. Harington, Trakya sınırındaki bu gelişmeler sırasında Hacı Anesti ‘nin “öfkeden kudurduğunu”, Fransızlar ve İtalyanların “Türk casusu” olduklarını ilan ettiğini öne sürmüştür.