Büyük bir felâket…
Ancak doğal bir felâket değil. Deprem değil. Meteor düşmedi. Sel basmadı. Felâketi kendi ellerimizle hazırladık. Gerçeği büyük yalanlarla süsledik.
Ölüm kadar gerçek bir olayı yalanla gizledik. Bugüne dek hiçbir acı gerçeği bu kadar çok yalanla süslemedik.
Ülkenin en modern ve iş güvenliğinin en yüksek maden işletmesi olduğu YALAN.
Trafo patlaması YALAN.
Ölü sayısı YALAN:
Maden içinde 500 kişiyi saatlerce hayatta tutacak yaşam alanlarının varlığı YALAN.
Gaz maskeleri YALAN.
Denetimlerin sıklıkla yapıldığı ve her şeyin düzenli olduğu YALAN.
İçeriden sağ olarak çıkarıldığı izlenimi verilmiş ve yüzüne oksijen maskesi takılmış işçilerin hayatta olduğu YALAN.
Madene giriş için asansör olduğu YALAN.
Madene giren işçi sayısı YALAN.
Kart basan işçi sayısı YALAN.
Baret alan insan sayısı YALAN.
Yedek kaçış tünellerinin olduğu YALAN.
Özel şirketin işletmeyi kaç yıldır sürdürdüğü YALAN.
Şirketin çalıştırdığı işçi sayısı YALAN.
Havalandırma bacalarının çalıştığı YALAN.
İstanbul’un en yüksek 2. gökdelenini inşa eden şirketin bütün kazancını madeni modernleştirmek için harcadığı YALAN.
Soma madenlerindeki kazaları araştırmak için verilen önerge için yapılan konuşmada Soma adının hiç geçmediği YALAN.
Dünyanın başka ülkelerinde bugün de maden kazalarında çok sayıda insanın öldüğü YALAN.
Sorulan sorular karşısında alınan yanıtların neredeyse hepsi YALAN.
Bu kadar yalan arasında söylenen birkaç gerçek varsa ona da inanacak kimse yok.
Kazanın birinci nedeninin özelleştirme olduğu…
Kömürün insan hayatından daha önemli olduğu…
Protesto edilen Başbakanın bu nedenle duyduğu acının ölenlerin yakınlarından daha büyük olduğu…
Başbakanın insanları tokatladığı…
Başbakanın yakın çalışma arkadaşlarının yerde dayak yemekte olan vatandaşı tekmelediği…
Başbakanın korumalarının Somalıların pestilini çıkardığı…
Tomalıların Somalılara basınçlı su ve gaz sıktığı…
Madende daha çok sayıda işçi olduğu ve sayısının gizlendiği…
Bu olayın tek sorumlusunun AKP iktidarı olduğu ise GERÇEK.
İşte bu koşullar altında AKP iktidarından kurtulmamız gerektiği de kaçınılmaz bir GERÇEK.
Bunun için 95 yıl sonra yeniden Samsun’dayız…
Yorumlar kapalı.