Hayvanat bahçesinde bir kafeste iki maymun varmış. Maymunlardan biri bakmış ki; diğer maymun kafese atılan yiyecekleri, yemeden önce 
poposuna tutuyor. Sormuş:
– Kardeş ne yapıyorsun?
Diğer maymun açıklamış:
– Geçen gün bir şeftali attılar, çekirdeğini çıkarana kadar ne çektim!.. Popoma göre mi diye ölçüp yutuyorum!…
Konumuz ölçme. Avusturyalı ünlü bilim insanı Peter Ferdinand Drucker (1909-2005) “Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz” demiş.
İnsanoğlu henüz matematik kavramlarını geliştirmeden ölçmeyi öğrenmiştir. Gün gelmiş bir kemiğin boyu ile gün gelmiş, kralın parmak genişliği ya da ayak uzunluğu ile, mızrak boyu ile, hurma çekirdeğinin ağırlığı ile ölçmüştür. Saatin icat edilmediği zamanlarda güneşin kaç mızrak boyu yükseldiği ile zamanı ölçmüşlerdir. Anadolu’da halen “bir sigara içimliği” ya da “tülbent kuruyuncaya kadar” diyerek zaman ölçülür. Ama ne kadar saçma bulursanız bulun mutlaka bir ölçme vardır.
“Halep orada ise arşın burada” sözü de ölçme biliminin önemine işaret eder. Tam da şeftali çekirdeğinden sıkıntı yaşayan maymunun yaptığını anlatır. Evine mobilya alan vatandaşın sığacak mı, sığmayacak mı? Kapıdan geçecek mi, geçmeyecek mi? Sorunun çözmek için ölme yapmasını anlatır. Pek çok vatandaşımız metre bulamazsa bir ip yardımıyla ölçü alır.
Mühendislik eğitiminin 2. yılında ölçme tekniği adlı dersi neden bu kadar önemle okuduğumuzu anlayamamıştık. Aradan geçen yıllar bize bu dersin önemini gösterdi. Ölçme hayatın her alanında sorun çözmenin en önemli unsuruydu.
Bu sayededir ki ABD ve Rusya’dan ayrı ayrı gönderilen 2 uzay gemisi planlanan yerde ve zamanda bir biri ile kenetlenebilmektedir.
AKP iktidarı hayvanat bahçesindeki maymunun deneyimine sahip olamadığı için 31 Mart Çarşamba günü yaşanan ve dünyanın en büyük elektrik kesintisine hazırlıksız yakalandı. Ne ölçme biliyorlardı, ne kontrol, ne de yönetme. Oysa 1 Temmuz 2006 tarihinde maymunun şeftali yediğinde başına gelen olay gibi, yine büyük bir kesinti yaşanmış ancak onları yeterince uyarmamıştı. Enerji sektörünü yönettiğini sanan bakan, mühendislik eğitimi sırasında korkudan üniversiteye gitmediğinden “ölçme tekniği” dersini de öğrenememişti.
Esas işleri ülkeyi yönetmek değil, pazarlamaktı. Yabancı, talancı, yalancı, yandaş ayrımı yapmadan pazarlamak. Sonunda iplikleri pazara çıktı. Hiçbir şey bilmedikleri ve yönetmekten aciz oldukları da ortaya çıktı. Bilmedikleri gibi, bilmediklerini de bilmiyorlar.
Bildikleri ve korktukları tek şey var. Mutlaka hesap verecekler…
Yorumlar kapalı.