İtalyalı düşünür ve devlet adamı Makyavel, bundan beş yüzyıl önce yazdığı “Prens” adlı yapıtında şöyle der:
“İktidarı ele geçirmek ve ele geçirilen iktidarı devam ettirmek için her yol mübahtır.”
Ona göre, İktidarı ele geçirinceye kadar takiye yap. Dürüst olmak, erdemli olmak, sözünde durmak, yalan söylememek, yasalara saygılı olmak gibi ilkelere takılma, amaca odaklan. Devleti eline geçir ve elinde tut.
Aklaki ilkelere aldırma, büyük yalanlar söyle, merhamet etme, kurnaz ol, sahtekarlıklara başvur, Dini değerleri, hukuk kurallarını, adalet mekanizmalarını çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullan. Yargı seni her zaman haklı çıkarsın.
Gerçek olan tek şey güç ve başarıdır. Güçlüysen haklı olursun; güçsüz haklı olamaz. İnsanların çoğu güce tapar. Halkın seni sevmesi gerekmiyor, korksunlar yeter. Baskı ve hukuk tanımazlık konusunda sert ol. İnsanlar hafif baskılara karşı başkaldırabilirler, direnebilirler ama ağır baskılar karşısında dayanamazlar. Ya köşelerine çekilirler ya da dalkavuk olurlar.
Pragmatik(faydacı) bir politika izle. Çıkarların nasıl davranmanı gerektiriyorsa öyle davran. Tuzakları fark etmek için tilki, kurtları korkutup kaçırmak için aslan ol.
Makyavel’in en iyi öğrencileri; Faşistler, Naziler, Siyasal İslamcılar ve emperyalistlerdir. Bunların kurdukları totaliter rejimler dünyayı kana bulamış, milyonlarca insanın ölümüne yol açmış ve halkları sefalete mahkum etmiştir.
Türkiye, son altmış yıldan beri sağcılar tarafından yönetilmektedir. Bu sağcılar, iktidarı ele geçirebilmek ve iktidarlarını sürdürebilmek için cahillerin duymak istedikleri yalanları çekinmeden söylediler. Dini ve ahlaki değerleri istismar ettiler, yandaşlarını servete boğdular, laikliğe saldırdılar, cumhuriyetimizin tüm değerlerini çarçur ettiler.
Peki, solcular, sosyal demokratlar ve sosyalistler ne yaptı? Onlar, Makyavelist sağcıların kural tanımayan tutumları karşısında gözlerine fener tutulmuş tavşanlar gibi hareketsiz kaldılar.
İdeolojilerinden ödün vermemek, ahlaklı olmak, dürüst olmak, ilkeli davranmak onlara başarı getirmedi. Siyasette etkisiz eleman olmanın ötesine geçemediler.
