Geçen hafta teröristlerle çıkan çatışmada on iki askerimiz şehit oldu. Olayın ardından yapılan konuşmaları dinleyince insanın içi kararıyor. Kirli siyaset yine sahnede. Bu olayı da seçim malzemesi yapmaya başladılar.
Kin ve nefretten beslenen, hamaset edebiyatıyla gündemde kalmaya çalışan sahtekarların saçma sapan sözlerini burada yinelemenin anlamı yok. Onları kendi bataklıklarında bırakarak asıl konuya geleyim.
Terörizm, siyasi durumu korku saçarak değiştirmeye çalışan bir stratejidir. Bu strateji zayıf zümreler tarafından benimsenir. Terörizmde asıl konu korku salmaktır. Teröristlerin yaydıkları korku, gerçek güçlerinin belki de yüz katıdır.
Teröristler, karşılarındaki düzenli gücü çökertemeyeceklerini bilirler. İstedikleri şey, karşılarındaki gücün aşırı tepki göstermesini sağlamaktır. Teröristlerin hesabına göre, öfkeden deliye dönen ordu güçleri kendilerine karşı çok şiddetli saldırıya geçecek ve öngörülemeyen hatalar yapacaktır.
Teröristlerin fazla seçeneği yok. Savaş açamayacak kadar zayıflar. İşe bu yüzden, düzenli orduları kışkırtıp aşırı tepki vermesine yol açacak eylemlerde bulunuyorlar. Bunlar, askerlerimizi öldürerek milyonların ölüm korkusuna kapılmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Siyasal iktidar, bu korkuları yatıştırmak için teröristlere muazzam bir güç gösterisiyle karşılık veriyor. Bu aşırı tepki, çoğu durumlarda korkuyu yatıştırmadığı gibi daha da artırıyor.
Teröristler imkansız bir işe kalkışıyorlar. Orduları yok ama şiddet yoluyla siyasi güç dengelerini değiştirmeye çalışıyorlar. Bu savaşı kazanma olasılıkları olmadığını gayet iyi biliyorlar. Teröristlerin amacı insanlardaki anarşi korkusunu harekete geçirerek onlarda toplumsal düzen elden gidiyor duygusu yaratmak. Teröristler, on kişiyi öldürüp milyonlarca insanı dehşete düşürüp her yerden ölüm çıkabilir kuruntusuna kapılmasını sağlayabiliyorlar.
Peki, devletler terörizmle nasıl mücadele etmeli? Terörle mücadele şu üç cephede yürütülmelidir:
Birincisi, hükümetler terör odaklarına yönelik gizli operasyonlarına yoğunlaşmalıdır. Ayrıca, terörü besleyen finans kaynakları kurutulmalıdır. Tüm bunlar yurttaşların televizyonlardan izleyebileceği şeyler değildir.
İkincisi, medya olaylara doğru açıdan yaklaşıp paniğe yol açmamalıdır. Terör, reklamı yapılmadan başarı elde edemez. Ne yazık ki medya bu tanıtımı bedavadan yapıyor. Medya, terör saldırılarını durmadan tekrar ederek teröristlerin yarattığı tehlikeyi şişirmemelidir.
Üçüncüsü, halkla ilgilidir. Halkımız, teröre karşı aşırı tepkiler verirse teröristler galip gelir. Hükümetleri aşırı ve iyi planlanmamış tepki vermeye iten de bizim içimizdeki korkudur. Teröristlerin yaymaya çalıştığı korkuyu zihnimizden kovarak dengeli ve sakin davranırsak terörizm yenilir.
Sakin ve etkin davranmak yerine hamasi nutuklar atıp içi boş saldırganlıklar sergilersek teröristlerin hayallerini süsleyen bir ortam yaratırız.