“Z Kuşağı”, 1997 sonrası doğan çocuklar için kullanılıyor. Bu kuşağı;” internet kuşağı, tiktokçu nesil, klavye nesli, konfor bebeleri, narsist kuşak, teknolojik bebeler, kristal kuşak” şeklinde adlandıranlar da var.
Önce şu tutumumu belli edeyim. “Z kuşağı”, “X kuşağı”, “Y kuşağı” gibi genellemeleri hatalı buluyorum. İnsanları burçlara ayırır gibi kuşaklara ayırmak doğru değil. Sosyolojik bir değer taşıdığından da kuşkuluyum.
Ben “Z kuşağını dışlamıyorum, küçümsemiyorum; onların bazı özelliklerini eleştiriyorum. Her kuşak gibi bu kuşağın da akıllı olanları da var aptal olanları da.
“Z kuşağı internet odaklı bir kuşak. Küreselleşmeye yatkın, barışçıl ve daha az milliyetçi.Cinsiyet ayrımcılığı ve etnik ayrımcılık yapmıyorlar; dinsel farklılık ve sınıfsal farklılıkları kafaya takmıyorlar. İdeolojileri yok.
Kitaplarla araları pek iyi değil; daha çok görsel ürünleri tüketiyorlar. Sanat ve bilime eğilimleri zayıf. Sözcük dağarcıkları az, kendilerini, kopyala yapıştır tipi basmakalıp cümlelerle ifade ediyorlar. Türkçeyi doğru konuşmuyorlar.
Bunların elinden akıllı telefonları alındığı an, gözlerine far tutulmuş tavşana dönerler.
Bu kuşak rahatına pek düşkün; hazıra alışmışlar.Beleşçi bir kuşak. Sanki bu dünyaya yeme, içme, gezme ve internette gezinmek için gelmişler. Geç yatıyorlar ve geç kalkıyorlar.
“Z kuşağı a politik bir kuşak; dünya görüşleri yok, direnme güçleri zayıf; yıldırma politikalarına yenilebilirler; çünkü bazıları kolayca manipüle edilebiliyor. Kötüye evrilme riskleri çok yüksek.
Bu kuşağın teknolojiyi çok iyi kullandığı, bilgili olduğu yolundaki söylemler şehir efsanesinden öteye geçmiyor.Bilgilerinin kaynağı genellikle sosyal medya olduğu için asılsız, yararsız ve kirlidir.
Z kuşağının gençleri övme ve eleştirme konusunda dengeyi tutturamıyor. Övgüleri çok abartılı, eleştirileri de neredeyse linç edici. Tecrübeyi küçümsüyorlar.
Bu kuşağın gençleri kristal bardak gibi, kolayca kırılıp dağılıyorlar; özgüvenleri zayıf. Sorumluluk duyguları yetersiz.Gelecekle ilgili planları ve amaçları olmadığı için sürükleniyorlar.
Bu kuşağın gençleri steril bir ortamda yetiştiler. Kendilerine sorumluluk duygusu verilemedi. Anlamaya niyetleri yok ama anlaşılmak istiyorlar. Belki de bu yüzden sabırsız, bencil, mutsuz ve yalnızlar.
Son sözümü ailelere ayırdım: Çocuklar nasıl yetiştirirseniz öyle olur. Her genç ailesinin kuşağıdır.