Tahirağa İlköğretim Okulu Tarihçesi (1915)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

tyc

Hacı Tahir Ağa; Bilecik/Yarhisar (İlyasbey köyü) eşrafından Mustafa Bey’in torunu, Hoca Ömer Efendi’nin büyük oğludur.

Baba Hoca Ömer Efendi aynı zamanda İlyasbey köyünün de imamıdır. Daha sonra Yenişehir’in

İncirli köyüne (Eski İncirli köyü) gelir. Burada da imamlık yapar.

İmamlık yaptığı bu eski köyün, bugün ayakta kalan bir tek yapısı minaresidir. Bu tarihi eser, İncirli köyüne 1,5-2 km uzaklıktadır. Hacı Tahir Ağa işte bu köyde dünyaya gelmiştir.

Hoca Ömer Efendi, bir çocuklu ailesiyle birlikte önce Çelebi köyüne (Eski Çelebi köyü) daha sonrada Yenişehir’e gelerek Ulucami Mahallesi’ne yerleşir. Sinanpaşa Camii’nde de (Kurşunlu) imamlık yapar. İkinci oğlu Hacı Nazif (Ersöz) (İlçemiz eski Belediye Başkanlarından Burhanettin Ersöz’ün dedesi) en küçük oğlu Hacı Şakir (Ersöz) burada dünyaya gelirler. Hacı Şakir ilçemiz eşrafından Ahmet Ersöz’ün(Zogo) dedesidir. Hoca Ömer Efendi imamlığı yanı sıra çiftçilikle de uğraşır

Hacı Tahir Ağa askerliğini Mızıka-ı Hümayunda (Saray Bandosu) yapar. Terhis olduktan sonra babası gibi çiftçiliğe devam eder. Ömer ve Mehmet adında iki oğlu olur. Çiftçiliğin yanı sıra manifaturacılığa başlar ve bu mesleği çocuklarıyla birlikte uzun yıllar sürdürür.

Ulucami’nin kuzeyinde bulunan eski itfaiye binasının olduğu yere Aynalı Köşk diye anılan çok güzel bir ev yapar. Babası Hoca Ömer Efendi 1870 yılında vefat ettiğinde Babasultan Mezarlığına defnedilir.

Hayırsever vatandaş olan Hacı Tahir Ağa mülkünün üzerine mülk koydukça, o da çevresine, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten büyük hâz duyar.

Küçük oğlu Mehmet Tevfik Ağa’ya “Ben öldükten sonra adıma bir mektep yaptırıp Maarif Nazırlığı menfaatine devren feragat edeceksin” diyerek vasiyette bulunur.

s.050-1

Mehmet Tevfik Gür TEVFİK GÜR

Daha sonra da 1910’lu yıllarda Hacı Tahir Ağa’nın oğlu Mehmet Tevfik Ağa Ulucami Mahallesi Uzun Aralık’taki yere Hacı Tahir Ağa adına bu İlk Mektebi 300 adet sarı liraya inşa ettirir. Vasiyeti üzerine de 1915 yılında Tahir Ağa Mektebi olarak Maarif Nazırlığı emrine feragat ederek mahalle mektebi olarak eğitime açılır.

Yenişehir Gazetesi’nin sahibi olan Ali Bilgiç ile birlikte bu okuldan 1956 yılında mezun olmuştuk. Okulumuzla ilgili bu belgeyi hazırlarken, yaşadığımız öğrencilik yılları ve belleğimizde o günkü tazeliğiyle mevcut olan anıları sizlerle paylaşırken, mutluluğumuzun bir kat daha arttığını belirtmek isterim.

Okulumuz iki katlı ahşap bir yapı olup, Bağdadi tarzda inşa edilmiş, kerpiç işlemeli, kireç badanalı, zeminde bir sınıf, üst katta iki sınıf ve başöğretmen odası bulunmaktaydı. Yerler ve tavanlar tahtadan, çatı ise yerli kiremit ile kaplıydı. Kasım veya aralık aylarında sobalar kurulur, meşe veya gürgen cinsi odun yakılırdı.

s.053

1953 Yılı Tahirağa İlkokulu Öğrencileri

Ayaktakiler (Soldan sağa): Şaziye Çalık (Hizmetli), Vehbi Gerede, Ahmet Saraçoğlu, Metin Sinop, Mahmut Us, İrfan Gündüz, Şefik Kuyak, Osman Güler, Başöğretmen İbrahim Tarkan, Hüsamettin Durgut (Öğretmen), Suat Yener Cingil, Dürdane (Yağcı İsmail’in kızı),

Orta Sıra: 1. ve 2. tanınamadı, Saime Oruç, Nesrin Sıkılar, Feriha Yüce, İklima Vadi (Sınıf Öğretmeni), Melek Özsoy, Nural Akdümbek, İrfan Özendim, Tahrirat Katibinin kızı, Hikmet Akdarıcı, sondan ikinci: Nihat Sorgut ve Paşa Küçükbakkal.

Oturanlar: Mahmut Sırman, Türkay Türkkan, Hüseyin Selçuk, Fikret Destereci, Ahmet …, Mehmet Çakıcı, Bilinemedi, Hamdi Ezer, Hamdi Tavuklar, Taci…., Recep Us.

Giriş kapısı Uzun Aralık’taydı. İki kanatlı olan ahşap kapı, oyma işlemeli ve pirinç tokmaklıydı.

Buradan zemini çimento olan geniş ve yüksek tavanlı hole geçilir, girişin hemen sağında bir sınıf, bu sınıfın içinden bir kapı ile küçük bahçeye çıkılırdı.

Bu bahçede birkaç ağaç ile eski mezarlar bulunurdu. Bu mezarların kimlere ait olduğu ve yıkımdan sonrada mezarların nereye nakledildiği hakkında hiçbir bilgi ve belge bulunamadı.

Girişin solunda küçük bir oda vardı. Bu oda hizmetli olan Şaziye Teyze (Çalık) tarafından kullanılırdı. Kendisi emekli olduğunda, bu göreve oğlu Mehmet Çalık getirilmişti.

Ayrıca okulun kooperatifi bu odanın bahçeye bakan penceresinden teneffüslerde Tatar Kâzım’ın (Bozçayır) simit ve kurabiyeleri öğrencilere; küçük olanlar 5 kuruşa, büyükler ise 10 kuruşa satılırdı.

Bu gün bu fırın hâlâ faaliyette olup, Hüseyin Beyanoğlu tarafından işletilmektedir.

Holün solundan tek kapı ile bahçeye geçilirdi. Bir dönüme yakın olan bu bahçenin zemini kum karışımı topraktı. Bahçenin kuzey tarafında kerpiçten yığma işlemeli yüksekçe bir duvar vardı. Doğu köşesinde okulun tuvaletleri, batı köşesinde ise içme suyu olarak kullandığımız çeşmeler bulunurdu. Okula giriş ve çıkışlar bahçenin tek kapısından olurdu. Ders saati başladığı anda kapı kapanır, hizmetli (Hademe) izinsiz kimseyi dışarı salmazdı.

Holden üst kata 8-10 ahşap basamaklı iki yandan da inilip çıkılan tırabzanlı merdivenleri, geniş bir sahanlıktan sonra ters istikamete dönülerek tek iniş ve çıkışa dönüşen yine 8-10 ahşap basamakla üst kata ulaşılırdı.

Çıkışın tam karşısında Başöğretmenimiz İbrahim Tarkan’ın makam odası bulunurdu. Bu odanın her iki yanında kuzeyden güneye doğru uzanan büyük birer sınıf vardı. Bizim sınıfımız büyük bahçeye bakardı. Yerler ve tavanlar ahşap kaplamalıydı.

Sıralarımız da ahşap olup, bunlarda bazen üçer kişi otururduk. Sınıf mevcudumuz 40-50 kişi olurdu. Öğretmenimiz Hamdi Yüksel’di ve beş yıl bizleri o okutmuştu.

Okul kıyafetimiz beyaz yakalı siyah önlüklerdi. Her pazartesi sabahı, tırnak ve mendil kontrolü yapılırdı.

Erkek öğrenci saçları üç numara tıraş, kız öğrenciler ise kısa saçlı olanlar mutlaka taranmış, uzun saçlılar ise örülmüş olarak okula gelinirdi.

Öğretim yılı eylül ayında başlar iki dönem ara karne, üçüncü dönem sonu mayıs ayının sonuna rastlardı. Son sınıfta bütün derslerden yazılı ve daha sonrada tekrar sözlü olunurdu. Notlarımız 0 malum, 1 çok zayıf, 2 zayıf, 3 orta, 4 iyi, 5 pekiyi idi. Tek dersten kurul kararı ile sınıf geçilir, iki ve daha fazla zayıfı olanlar sınıfta kalır veya mezun olamazdı.

Okulumuzun üç sınıfında da güney kısmında içten bölünmüş iki metre genişliğinde odalar bulunurdu. Bu odalar depo ve kitaplık gibi kullanılırdı. Ayrıca sınıfa ait araç ve gereçler ile öğretmenlere ait eşya ve belgeler burada muhafaza edilir, kapı anahtarı sınıf öğretmenlerinde de bulunurdu.

Tahirağa Mektebi, yarım asra yakın bir zaman diliminde eğitim ve öğretime hizmet vermiş, Osmanlı döneminde mahalle mektebi iken, Cumhuriyet’in ilanından sonra Hacı Tahirağa Mektebi olarak eğitime devam etmiş, 1930’lu yılların ortalarında açılış tarihi itibariyle İkinci İlkokul adını almış. 1940’lı yılların sonlarına doğru da Tahirağa İlkokulu adıyla nice insanların feyiz almasına vesile olmuştur.

Bu tarihi okulumuz 1960’lı yılların başında buradan Gündoğan Mahallesi’ndeki bu günkü binasına taşınmıştır.

s.050-2

Türk Silahlı Kuvvetleriyle Bursa Işıklar Askeri Lisesi Okul Komutanlığı tarafından 1960 yılı başlarında barakadan inşa edilen bu günkü okula Işık İlkokulu adı verilerek 1982 yılına kadar eğitim ve öğretime burada devam edilmiştir.

Toplam alanı 2320 m2 olan okulun mülkiyeti İl Özel İdare Müdürlüğüne ait olup, üç ayrı binadan oluşmaktadır.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Tahirağa İlköğretim Okulu Tarihçesi (1915)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.