Yenişehirli Kunduracı, Kavaf Ve Saraçlar (4)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Şükrü Lapacı
Şükrü Lapacı

Ahmet Lapacı’nın (1900-1949) işyeri, Zafer Meydanı’nda olup, Şapkacı Tahir Üntut’la komşuydu. Oğulları Ali Lapacı ve Şükrü Lapacı’yı (1931) yanında yetiştirmişti. Burada her çeşit koşum takımı imal ederlerdi. Daha sonraki yıllarda Ali Lapacı, baba mesleğini bırakıp arabacılığa başlarken, Şükrü Lapacı ise bu işi 1964 yılına kadar sürdürüp, mesleğini tasfiye ettikten sonra da Esnaf Kefalet Kooperatifi’ne girmiş ve  bu kurumdan emekli olmuştu.

 

 

 

Kamil Dereli
Kamil Dereli

Kamil Dereli’nin işyeri Arasta içinde, Sabri Gürün’ün karşı tarafındadır. Saraçlık mesleğini bıraktıktan sonra Cumhuriyet Caddesi’nde kardeşi Süleyman ile birlikte bakır eşyaları satmışlardı. Bir ara belediye çayırında tuğla imalatı da yapmıştı. Daha sonra da Bursa’ya taşınarak oğulları Ömer ve Ahmet Dereli ile birlikte iş kolunu değiştirerek kuyumculukla uğraştılar. Genç yaşta ölen küçük oğlu Ahmet Dereli’nin varislerinin Dere Kuyumculuk adı altında Bursa Kapalı Çarşı’daki iş yerleri hâlâ faaldir. Büyük oğlu Ömer Dereli ise Irgandı Köprüsü’ndeki otantik mekânında Dere Kafe’yi çalıştırmaktadır.

Ahmet Ülker’in (1925-1975) işyeri, Kasaplar Aralığı’nda idi Ahmet Usta hamut simitlerini yapmakta mahirdi. Bu hamut simitlerine çavdar

Ahmet Ülker
Ahmet Ülker

sapı doldurup imal ettiği söylenirdi.

 

 

Ali Yassılar
Ali Yassılar

Ali Yassılar (1925-2013) ustayı geçen sene Temmuz ayı içinde, tarihçi-araştırmacı Yazar Salih Erol ile Yeni Mahalle Tortop Sokak No. 17’deki evine birlikte ziyarete gittik. 88 yaşında olmasına rağmen anılarını yaşıyor gibi anlatıyordu.

Tahirağa Mektebinde okuyordum. Başöğretmenimiz Sait Beydi (Günay). Öğretmenimiz de Babaççalı Mustafa Beydi (Papatya). Beşinci sınıfa geçmiştim. Yaz tatili olduğu için ilk iş olarak Cumhuriyet Caddesi’nde Murzalların Ali’nin Kahvehaneye çırak girmiştim. Ustam Yenişehir’e Atatürk’ün geleceğini, ziyaret için de belediyeye uğrayacağını çay veya kahve siparişi verildiğinde askıyla ikram edilecek olan içecekleri benim götüreceğimi söylediğinde çok heyecanlanmıştım. O günü sanki iple çekiyordum. Yazın ortalarıydı. Havalar da çok sıcak geçiyordu. Belediye Reisi Burhanettin Ersöz’dü. O gün duyduk ki, Atatürk meğerki belediyeye uğrayıp kahvesini içip gitmiş. Onu göremediğime çok da üzülmüştüm. Kahveci Ali Usta Ankara’dan evliydi. Daha sonra kendileri de Ankara’ya taşınıp gitmişti. Ertesi yıl okul tatilinde Helvacı Abdurrahman Karaağaç’ın yanında Cumhuriyet Caddesi’ndeki eski dükkânında çalıştım. Daha sonraki tatillerde Terzi Mustafa Pestil’in yanına girdim. Her okul tatilinde, ben de boş gezmemek adına müsait olan bir yerde çalışıyordum. Okul bittiğinde ise Saraç Lütfullah Menteşe’ye çırak girdim. Arasta içindeki bu dükkânda İbrahim Uzunlar, Ömer Tanır ve oğlu Halil Menteşe ile birlikte çalıştık. Deriler ustamızın evinde tabaklanırdı. Bahçesinde 4-5 metre çapında, çömlek gibi topraktan yapılmış bir havuz vardı. Bunu Tabaklar’ın Ali’nin oğlu İbrahim Aşkın’dan aldığı söylenirdi. Tabaklanacak olan derilerin etleri ve de gereksiz olan yerleri tahta üzerinde kosa ile temizlenir, katladıktan sonra da, içinde salamura dediğimiz su dolu havuza en fazla 8-10 manda derisi atardık. Bu deriler her gün aktarılır, ayakla da çiğnenir, 15 güne kadar da pişerdi. En çok işlediğimiz manda derisiydi. Deriler kasaplardan, köylerden, civar il veya ilçelerden temin edilirdi. Satın alınan derilerin üstünde kalan et, kulak ve kuyruk kısımları deri fiyatından düşülürdü. Öyle ki bazen deri fiyatı etten pahalıya gelirdi. Lütfullah Usta’nın yanında askere gidinceye kadar çalıştım. Her türlü koşum ve binek takımları ile Çerkez eyeri yapmayı Lütfullah Usta’dan öğrendim. Koşum takımların da, çekim kayışı, koçan kayışı, dizgin kayışı, paldım, başlık, hamut, eyer, eyer kolonu, kuskun kayışı (kuyruk altı) ve göğüs kayışı olurdu.  Bir koşum takımını 5-6 günde imal ederdik. O zamanlar takımını 60-70 Türk Lirası’na satardık. Askerden geldim. Ahmet Uysal Usta’nın yanında çalışmaya başladım. Orada da koşum ve binek takımlarıyla yular çeşitlerini yapardık. Bir yıl sonra Ahmet Usta’nın yanındaki dükkânda kendi adıma çalışmaya başladım. O zamanlar Kasaplar Aralığı’ndaki dükkânlar kepenkliydi. Her kepenk bir dükkân sayılırdı. Lapacıların köşeden kemere kadar 8 kepenk vardı. İkisinde Ahmet Uysal çalışırdı. Altı tanesi de kiralıktı. Burada 5 yıl çalıştım. Ondan sonra da İstiklal Caddesi No. 30’daki, kunduracı Mehmet Murabıt Usta’nın dükkânını kiraladım. 1987 yılına kadar bu dükkânda mesleğimi icra ederken, koşum takımlarının her türünü, rahvan atları içinde Çerkez eyerlerini imal ettim. Çerkez eyerlerini yaparken, içlerini devetüyü ile doldururduk. Çünkü devetüyü hiç yapışmazdı. Koşum takımlarının pirinçten yapılmış metal motiflerini, müşterinin isteğine göre monte ederdik. Yanımda birçok çırak ve kalfa çalışmıştı. En son kalfam da Hüseyin Gilan’dı. Bu evimin zemin katında da 10 yıl çalışarak mesleğime veda ettim” diyordu.

Mehmet Konçak
Mehmet Konçak

Mehmet Konçak, Çarıkçı Mümin Konçak Usta’nın oğludur. İşyeri Balıbey Çarşısı Kasaplar Aralığı’nda idi. Genç yaşta vefat etti.

Turgut Sayın (1930), Yugoslavya göçmeni olan Adliye Mübaşiri Yusuf Sayın’ın oğludur. 1943-1951 yılları arasında Saraç Sabri Gürün Usta’nın yanında çalışarak bu mesleği öğrenir ve oradan askere gider. Çalıştığı yıllarda birlikte olduğu arkadaşları Tabakların Hakkı Aykol, Kasap Turhan Sırman ve Barcın Köyü’nden Fehmi Gürsoy’dur. Terhis olduktan sonra Hakkı Aykol ile birlikte 1968 yılına kadar Gündoğan Mahallesi Davutoğlu Sokak’taki işyerinde faaliyet gösterirlerken, yanlarında yeğeni Doğan Sayın, Ali Hamamcılar, Karaamca Köyü’nden Mehmet Ali çalışır. Mesleği bıraktıktan sonra Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü emrinde 1970 den, 1992 yılına kadar Yenişehir Stadyumu’nun sorumlusu olarak görev yaparak bu kurumdan emekli olmuştur. Bu bilgileri halen birlikte yaşadığı oğlu, Şekerbank Emekli Muhasebecilerinden Yusuf Sayın’dan öğrendim.

 

Hakkı Aykol, Tabakların İbrahim Aykol’un büyük oğludur. Turgut Sayın ile beraber Sabri Gürün Usta’nın yanında yetişir ve birlikte çalışırlar.

Hakkı Aykol
Hakkı Aykol

Komşumuz olan Hakkı Ağabeyi çok iyi tanırım. Müteşebbis bir kişiliği vardı. Tarım Bakanlığı’nın Yalova’da açmış olduğu Meyvecilik ve Tavukçuluk kursuna katılarak, Tabakhane Mahallesi’ndeki bahçelerinde uygulamalı olarak elma ve şeftali fidanları diktiğini, bazı dostlarına da tavukçuluğu teşvik ettiğini, kardeşi İsmail Aykol’dan işitmiştim. Çok ağır başlı ve de yetenekli bir insandı. Ne yazık ki genç yaşta vefat etti.

Bu mesleğin son temsilcisi olan Arap Hüseyin Giylan (1935-2012) Ali Yassılar’ın yanında yetişti. Kasaplar Aralığı’ndaki dükkânında uzun bir süre çalıştı. Emekli olduktan sonra bu işine devam etti. Son zamanlarda seyyar da olsa Kasaplar Aralığı’ndaki tezgâhında daha ziyade tamirat işleriyle uğraşırdı. Ömrünün sonuna dek, saraçlık mesleğinden kopmayıp çalıştı. Bazen yanına uğrar muhabbet ederdik. Arada bir: “Yenişehir’de şeytanın uğramadığı yer Kasaplar Aralığı’dır” derdi. Hoş bir insandı. Ecel O’nu Kasaplar Aralığı’ndan sessizce alıp, bu dünyadan götürdü.

Sizlere tanıtmaya çalıştığım saraç ustalarının dışında, saraç Naci Usta’yı çoğu kez ayakkabı tamircisi Badi Şükrü’nün yanında görürdüm. Fakat kimlerden olduğunu bilmiyorum.

Bir de Fırıncı Cemal Bozçayır’ın tarif ettiği, Babaççalı öğretmen Mustafa Papatya’nın kayınbiraderi Rıza Akın’ın da saraç olduğunu Cemal Ağabeyden öğrendim. İhmal ettiklerim var ise af ola.

Dört aydır devam edip, dört bölümde hazırladığımız kunduracı, kavaf ve saraçlar ilgili bu eserin hazırlanmasında belge ve bilgileriyle emeği geçen; merhum Ali Yassılar’a, Turgut Sayın’a, Cemal Bozçayır’a, İsmail Aykol’a, Osman Özsaraç’a, Basri Gürün’e, Nurettin Özsaraç’a ve Yusuf Sayın’a teşekkürlerimi sunarken, bu meslek uğruna ömürlerini tüketen bütün ustalarımıza rahmetler, hayatta olanlara da sağlıklar dilerim.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehirli Kunduracı, Kavaf Ve Saraçlar (4)

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.