Yenişehirli Manifaturacılar (2)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Mehmet Dere
Mehmet Dere

7 No.lu dükkân Dereköylü Mehmet Dere’nindi. Süleyman Doğancı’dan sonra en fazla satış yapan ikinci işyeri burasıydı. Karşısındaki 6 No.lu dükkânda ona aitti. Orta boyda, biraz kilolu olup, tonton hali vardı. Ağır başlı ve de sakin bir insandı. Fazla da konuşmazdı.

Bu işyerinde çırak olarak çalışan, Sıtkıların Ali İkikardeşler’in büyük oğlu Necdet İkikardeşler’den, Ahmet Efendi Sokağı ile ilgili 21 Ocak 1967 tarihli iki adet kardan adamlı fotoğraf almıştım. İlkini daha önce yayınlamıştık. Bu sayımızda da Necdet İkikardeşler’in anılarını aktaracağım:

 

  

“ Rahmetli Sıtkı dedemin de manifaturacı olduğunu biliyorum. Çünkü salı günleri Sağır Osman

Necdet İkikardeş
Necdet İkikardeş

Sokaktaki sergide manifaturacılık yapardı. Onu çok sevdiğimden dolayı, her salı günü mutlaka sergisine uğrardım. Manifaturacı dükkânı, Belediye Meydanında, Yemişçi Hakkı Demirci’ye komşu olduğunu büyüklerimizden duyardım. Çocukluk yıllarımda “Manifaturacı Dereköylü Mehmet’in yanında yetişenler, hayatta aç kalmazlar” sözünü de sıkça duyardım. Bende bu sözden etkilenmiş oldum ki, 1966’da onun yanında çırak olarak çalışmaya başladım. Mehmet Usta çok sempatik ikna kabiliyeti yüksek bir insandı. Bu yeteneğinden dolayı da müşteriye satamayacağı bir şey yoktu. Kalfalarımız Hafız Mustafa Çalım ile Kızılköylü Niyazi Yaşa idi. Osman Körüstan, Gökçesulu İbrahim Durmuş ve Cihadiyeli Rıza Talim’de burada çalışmışlar. Bu sokakta işbaşı saat 7.00 de başlardı. Geç kalanlara farklı gözlerle bakarlardı. Ahmet Efendi Çarşısında ciddiyet ve disiplin ön planda gelirdi. Bu dükkânda kumaşların her türlüsü bulunurdu. Karşımızdaki işyeri de Mehmet Dere’nindi. Burada ise çeyiz ağırlıklı olup, manto çeşitleri, yastık, yorgan, hamam takımları, hamam tası, gelin teli ve çeyiz sandıkları bulunurdu. Mehmet Usta’nın yanında geçen zamanımın kıymetini yıllar geçtikçe anladım. Meğer hayatımın temel eğitimini burada yapmışım. Onun tembihlerini kafama kazıyarak yazmışım. Müşteriyi kaşlarımızla değil, şakaklarımızla karşılamayı, sabırlı olmayı burada öğrendik. Dükkânın düzayak, iç kısmının da her müşterinin rahatlıkla girebileceği bir şekilde olmasını hep tavsiye ederdi. Şatafatı sevmezdi. Çokta hırslıydı. Yaz olsun kış olsun, isterse her taraf buz olsun nasıl, nasıl, çarşamba günü mutlaka İznik Pazarına gidileceğini tembihlerdi. İznik Pazarında iş yoğunluğu fazlaydı. Yılda bir düzenlenen Eşya Panayırı ise Bursa’nın Kapalı Çarşısını andırırdı. İznik’in kentlisi de köylüsü de varlıklı insanlardı. Mehmet Usta’nın her yerde tanıdığı çoktu. Müşterilerinin şivesine göre konuşur, onlardan biri olduğunu hissettirirdi. Bu ilişkilerini daima hoş tutardı. Onlara asla yok demezdi. Arzu ettikleri kumaş olmasa bile, mutlaka başka komşudan onu temin eder müşteriyi memnun ederek uğurlardı.  Yaz kış yelek giyerdi. Akşam vakti yaklaştığında, şayet sağ eli yeleğin cebinde ise, birde raflara göz gezdiriyorsa, mutlaka bir noksanlık bulur bizleri kesinlikle, saat 22-23’e kadar çalıştırırdı. Biz çalışırken bazen yanına arkadaşları da, gelir muhabbet ederlerdi. Onlar gittikten sonrada işimiz bitmiş olurdu. Bu dükkânda çalışanların en küçüğü bendim. Evlerimize dağılmadan hepimize hitaben; (Konuşulanların hepsi burada kalacak, beğendiklerinizi kafanızın bir köşesine koyun, beğenmediklerinizi de arkanıza atın) derken eliyle de tarif ederdi. Pazar günleri bahçesine götürür, yüksek sesle bağırmamızı isterdi. Bende sıkılarak yapamazdım. Fakat zamanla üzerimdeki çekingenliği de attım. Bizleri gece gündüz çalıştırması nedeniyle işten korkmaz, kahvehaneyi de sevmez oldum.  Bu sokakta 1970 yılına kadar çalıştım. Buradaki samimiyet, birlik ve beraberliği hiçbir yerde bulamadım. Fakat buradan aldığım terbiye ile özel hayatımda olsun, iş hayatımda olsun çok rahat ettim,“ diyordu.

9 No.lu işyeri Kemerdereli Ahmet Ülker ve oğlu Mustafa Ülker (Balık Mustafa) bu işyerinde çalışmışlardı. Balık Mustafa harika bir insandı. Esnaf Sporun da has oyuncusuydu. Ayazlı Şakir Bey’in (Mert) damadı olurdu. 60’lı yıllarda Bursa’ya taşınmışlardı. Bu dükkânı da Kavaklılı Harun Öz devren almıştı.

11 No.lu dükkân Hacı Tahir Ağaların Ömer Gür’ ündü (1900-1957) Oğlu Muhlis Gür ile görüştüğümüz de bu mesleğin büyük dedesi Hacı Tahirağa’dan geldiğini, yandaki 13 No.lu dükkânında en büyük amcası Emin Gür’e ait olduğunu, sonrada bu dükkânın amcasının varisleri tarafından Ayaşlı Mehmet Ertan’a kira ile verildiğini, babasının vefatında, 15 yaşında olduğunu, dükkândaki malları o zaman manifaturacılık yapan Ali Osman Amcasının değerlendirdiğini, kendisinin de Ramazan Oruç’ta, Kedi Mehmet’te, askerden sonrada Süleyman Doğancı’nın yanında çalıştığını, evlendikten sonra da Almanya’ya gittiğini anlatırdı.

 Mehmet Erten
Mehmet Erten

13 No.lu Dükkânda Ayaşlı Mehmet Ertan (1915-1956)  manifaturacılık yapmıştı. Yanında Akdümbeklerin Çakır Ali ile Adem Elagöz çalıştı. Genç yaşta vefat etmişti. Oğlu Şükrü Ertan küçük olduğu için, dükkânı Adem Elagöz idare etti. Şükrü Ertan yetişip işi de öğrenince yaşam tarzı, hiçte babasına benzemiyordu. Rahmetli Mehmet Ertan hayırsever kişiliğiyle bilinirdi. Kabrindeki su nedeniyle, yazılı basında olsun, görsel basında olsun, günlerce gündemde kalmıştı.

15 No.lu dükkânda Kemal Sinop (1918-1966) manifaturacılık yaptı. Oğulları Şefik ile Refik Sinop yanındaydı. Burayı tasfiye ettikten sonra ilçemizdeki Sümer- bank’ta temsilci olarak çalıştı. Daha sonra Dereköylü Mehmet Dere’nin yanında yetişen Hafız Mustafa Çalım’da bir dönem burada manifaturacılık yapmıştı. Zeren Eczanesinin mülkünü aldıktan sonra Konfeksiyon Mağazası açtı. Hâlâ çocukları bu işi yapmaktadır.

17 No.lu işyerinde 1950’li yıllarda Güneceli Mehmet Erkan burada manifaturacılığa başladı. Ağabeyim Behçet Yüce askere gidinceye kadar yanında çalışmıştı. Karşı taraftaki 24 No.lu işyerini satın alınca kendi mülküne geçip, oğlu Sezai Erkan da yanında yetişti. Ondan sonra da Bilecik’e taşınıp aynı işi orada yaptılar.

Sonra da bu işyerinde Manifaturacı Mehmet Mete ile oğlu Vasfi Mete birlikte çalıştılar. Mehmet Amca çok sessiz ve sakin bir insandı. Küçük oğlu

Şefik Sinop
Şefik Sinop

Hasan Mete Bursa Erkek Lisesinde okurken, rahatsızlığından dolayı gencecik yaşta vefat etmişti. Evlat acısı bu aileyi derinden yaralamıştı. Uzun bir süre bu dükkânda baba oğul manifaturacılık yaptılar. Sonra da Ahmet Saraç’a ait olan bu köşedeki 23 No.lu binayı satın alarak, aynı işi burada da devam ettirdiler Bir ara Bursa Karayolu 6 Km.de Akaryakıt İstasyonu açtılar sonra kapattılar. Tahsin Mete Ahmet Efendi Sokak’taki işyerini lokanta olarak kullandı, sonra da kapattı. Son olarak Bursa Yolu üzerindeki atıl olan akaryakıt istasyonunu çalıştırmaya başladı, hâlâ devam ediyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehirli Manifaturacılar (2)

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.