YENİŞEHİR’İN ECZANELERİ VE ECZACILARI (1)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yıl: 1969. Zeren Eczanesinden bir görüntü. Soldan itibaren:  Gülay Öz, Saime Seyri ve Ecz. Zeren Tüzün
Yıl: 1969. Zeren Eczanesinden bir görüntü. Soldan itibaren: Gülay Öz, Saime Seyri ve Ecz. Zeren Tüzün

Yazımın başında bahsettiğim gibi, seneler sonra 2012 yılında, Ali Bilgiç, Salih Erol üçümüz birlikte, kimya öğretmenimiz olan Zeren Gürmeriç’i ikamet ettiği yer olan Umurbey’e ziyarete gittik. Ziyaretimizden ziyadesiyle memnun olduğu gözlerinden belli oluyordu. Ali Bilgiç ile olan dostane ilişkileri ise abla kardeş misali daha candandı. İlk gördüğümde ilerlemiş yaşına rağmen hiç değişmemiş, sadece simsiyah olan o gür saçlarına biraz aklar düşmüş o kadar. Yanında kızı Meriç’te vardı. Bizleri çok iyi ağırladılar.  Hâlâ yüreğindeki o Yenişehir sevdası yüzünden belli olurken, neler anlatmadı ki:

1932 yılında Cağaloğlu/İstanbul da dünyaya gelmişim. Annem Hatice Gürmeriç (1906-1989), babam Mehmet Gürmeriç (1892-1960), ağabeylerim Ahmet Gürmeriç (1924) ve Hayri Gürmeriç (1928) ile birlikte 1930 da kendi olanaklarıyla Bulgaristan Filibe’den İstanbul’a göç etmişler. “Göçmenlik çok zor zanaattır” dedikleri gibi, oradan İzmir’e taşınmışlar. Sonuçta benim yaşamım Bursa ve civarında geçti. İlkokula 6 yaşında iken, Susurluk/Balıkesir Muradiye Köyü ilkokulunda başladım. Oradan Hara’nın ilkokulunda üçüncü sınıfa kadar okudum. İlkokulu Mustafakemalpaşa da bitirip, Ortaokul birinci sınıfı da burada okuduktan sonra, Bursa Kız Öğretmen Okulu orta kısmından, TED Türk Eğitim Derneği Özel Lisesinden mezun olduktan sonra, İstanbul Tıp Fakültesine bağlı Eczacılık Okulu’nu 1956 yılında bitirip eczacı oldum. Aynı yıl Bursa Devlet Hastanesinde 158 lira maaşla eczacı olarak göreve başladım. Baş Hekimimiz Röntgen Mütehassısı Adnan Türkdil’di. 1956 yılında Türkiye de Eczacılar Odası kurulunca, bizde meslektaşlarımızla birlikte Bursa Eczacılar Odasını kurduk. Eczacı Odalarının kurulmasıyla beraber muvazaalı tabir ettiğimiz, bir eczacının diplomasını kullanarak mesul müdürünün nezaretinde çalışan bütün eczaneler kapatıldı. Yenişehir’deki Ankara Eczanesi de muvazaalı olduğu için, eczanenin sahibi Niyazi Erna, beni Bursa Devlet Hastanesinde bulup Yenişehir’deki eczanesini görmemi teklif ettiler. Babam ve ağabeyim ile birlikte 1957 yılının, yağmurlu bir sabahı Yenişehir’e geldik. Kısmetmiş demek, Niyazi Bey’den eczaneyi devir alıp, üstündeki eviyle birlikte aylık 125 TL. ya kiraladık. O zaman Yenişehir’de Şehir Eczanesi, Sağlık Eczanesi ve Ankara Eczaneleri vardı. Niyazi Bey boşaltıncaya kadar, Ulucami Mahallesi Akdümbek Sokakta (Dr. Ahmet Esin Sokak) altı boşluk olan iki odalı bir evde annem ve babamla birlikte oturduk.

Yaşamım boyunca hiç hırslarım olmadı. Daima küçücük bir kasaba da, küçücük bir eczanem olmasını dilerdim. Ona sahip olduğum için de Yenişehir’de o nedenle çok mutluydum. Ankara Eczanesi yerine, adını Zeren Eczanesi koydum. Birkaç ay sonra, eczanenin üstündeki daireye de geçtik. Evim yukarıda, işyerim de aşağıda idi. Nöbetçi eczane olayı o zamanlar yoktu. Hastanın ne zaman, saat kaçta geleceği belli olmaz,  gecenin yarısında da gelse hastanın tedavisi için ne gerekiyor ise yapardık. Sağlık konusunda müşterilerimizin daima yanlarında olduk.

Yenişehir halkı da bizlere geldiğimiz günden itibaren, yakın ilgi ve sevgilerini hiç eksik etmedi. En küçüğünden, en yaşlısına kadar herkes bana abla derdi. Bu sözcük bana Yenişehir’den hatıradır. Fakat abla kelimesini bırakıp, teyze sözcüğüne geçmek bana zor gelmişti. Oysa nine adını kolay atlattım.

1960 yılı Şubat ayında Bursa Devlet Hastanesinde Kadın Hastalıkları Doğum ihtisası yapan Dr. Adnan Tüzün ile nişanlandım. İki ay sonra Nisan ayında babamı kaybettim. Bir ağabeyim Sümerbank Müfettişi, diğeri de Merinos Fabrikasında Uzman olarak çalışıyordu. Bizde annemle birlikte kaldık. Temmuz ayında da Adnan’la evlenip, soyadım da Tüzün olmuştu.

1962 de İstanbul’a giderek Haydarpaşa ve Süleymaniye Hastanelerinde ihtisasını tamamlayıp Yenişehir’e döndü. Yenişehir’e ilk gelen Kadın Doğum Mütehassısı da Adnan’dır. İlk zamanlar bayanlar çekinir olmuştu. Zamanla o sıkıntı da ortadan kalkınca işlerimiz daha da yoğunlaşmıştı. 1961 de büyük oğlumuz Merih, 1963 de kızımız Meriç ve 1966 da küçük oğlumuz Tunca dünyaya geldi. Çocuklarıma eğitim alanında ilk bilgileri veren, merhum öğretmenlerimizden Turgut Tuncay’ı, Sabri Günay’ı ve İbrahim Okumuş’u saygıyla ve sevgiyle anıyorum.

Yenişehir’e ilk geldiğimde Bursa bana çok uzak gelmişti. Sanki birkaç ay kalıp, Bursa’ya dönecekmiş gibi bir duyguya kapılmıştım. Ama 14 yıl sonra büyük bir üzüntüyle 1971 de Yenişehir’den ayrılmak zorunda kaldık. Eczaneyi de Aydın Söğüt’e devren kiraladık. O da adını Aydın Eczanesi koymuştu. Daha sonraları eczanesini Adapazarı’na naklettiğini duymuştum.

1971’de İstanbul Fındık zade de Zeren Eczanesini 3 yıl çalıştırıp, 1974 yılında İstanbul Adli Tıp Kurumunda uzman olarak 1993 yılına kadar çalıştım. Yine aynı yıl İstanbul Çamlıkahve de Güneş Eczanesini açarak 2001 yılına kadar devam ettim. 2001 yılında emekli olarak Gemlik/Umurbey’e geldim. 2008 yılında Adnan vefat etti. Ondan sonra da gördüğünüz gibi, Ahmet Dallı Sokak No: 49 no.lu olan bu mütevazı evimde hayatımı yaşıyorum,” diyordu. Sağlıklı günler dileğimle.

( Devam edecek))                    

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
YENİŞEHİR’İN ECZANELERİ VE ECZACILARI (1)

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.