“Bir padişah kendi devletine ihanet eder mi?”, “Bir padişahın kendi ülkesini satması düşünülebilir mi?” gibi mantıksal çıkarımlardan yola çıkan kimi yazarlar, Vahdettin’in asla bir ihanet içerisinde olmadığı gibi, hatta milli mücadeleyi bile gizlice onun başlattığını öne sürüyorlar.
Padişahın gizlice hazırladığı projeler, gizlice imzaladığı anlaşmalar ışığında, memleketi nasıl aydınlığa çıkarmayı düşündüğünü, bu müthiş planlarının akıbetinin ne olduğunu biliyor musunuz?
Aslına bakılacak olursa ve mantıksal açıdan yaklaşıldığında; evet, bir padişahın kendi ülkesini, üstelik can düşmanı olan İngiliz emperyalizmine, kendi elleriyle teslim etmesi mantıklı bir davranış olmaz.
Ama tarihçi Sinan Meydan’ın da altını çizerek işaret ettiği üzere, Vahdettin’in kafasında “İngilizlere sığınmak dışında” başka HİÇBİR kurtuluş seçeneği olmadığına göre, “İngilizcilik” konusunda sınır tanımamasının şaşılacak bir yönü yoktur.
Vahdettin, İngilizlerin güvencesini almak, kendi tacını, kendi tahtını ve kendi sarayını koruyabilmek için İngilizlere akıl almaz bir teklif yapmıştır.
İngilizleri bile şaşırtan bu teklifle Sultan Vahdettin, Türkiye’nin bütün yönetimini 15 yıllığına İngiltere’ye bırakmak istemiştir.
Sadrazam Damat Ferit, Padişah Vahdettin’le birlikte hazırladığı bir projeyi, 30 Mart 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri’ne sunmuştur.
Kulaklarınıza inanamayacaksınız; işte, çarpıtılmış tarih yazarlarınca “Büyük vatan dostu” ilan edilen Vahdettin’in, Sadrazam Damat Ferit aracılığıyla İngiltere’ye sunduğu teklif:
“İngiltere, Avrupa ve Asya’da, gerek doğrudan doğruya Sultanın hâkimiyeti altında bulunan, Türkçe konuşan ve gerekse özerklikten faydalanan vilayetlerde, Türkiye’nin ecnebilere karşı bağımsızlığını ve memleket içinde sessizliği temin etmek için gerekli gördüğü yerleri 15 yıl süreyle işgal edecektir…
İngiltere, dostluk hisleriyle duygulanarak Osmanlı bakanlıklarında gerekli gördüğü yerlere, İngiliz müsteşarlarının Sultan tarafından tayinlerine izin verecektir.
Bundan başka İngiltere Hükümeti, her vilayete birer İngiliz Başkonsolosu tayin edecek ve bu konsoloslar 15 yıl süreyle vali yanında müşavirlik görevi yapacaklar.
Vilayet, Belediye Meclisleri seçimleri ve parlamento üyelerinin seçimi İngiliz konsoloslarının kontrolü altında yapılacaktır.
İngiltere hem başkent İstanbul’da, hem vilayetlerde maliyeyi çok sıkı kontrol etme hakkına sahip olacaktır.
Anayasa, Doğu halkının siyasi anlayışına ve yeteneklerine uygun olarak sadeleştirilecektir.”
İngiltere, gerekli gördüğü yerleri 15 yıllığına işgal edebilecek, Her il’de görevlendirilecek birer İngiliz konsolosu 15 yıl süreyle valilere müşavirlik yapacak, Türkiye’deki seçimleri İngilizler kontrol edecek… İngiltere, Türk maliyesini çok sıkı kontrol etme hakkına sahip olacak.. vs vs..
Vahdettin’i Kurtuluş Savaşı’nın asıl mimarı, Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’da görevlendirip, para-silah ve subaylar göndererek desteklemek suretiyle milli mücadeleyi asıl kazanan kumandan ilan edenlere, “Padişahın 30 Mart 1919 tarihinde Sadrazam Damat Ferit aracılığıyla İngilizlere sunduğu bu onursuzca teklifi nasıl açıklayacaksınız?” diye sormayacak mıyız?
Üstelik Vahdettin, bunu İngilizlerin zoruyla, baskısıyla değil, kendi aklıyla ve iradesiyle hareket ederek, bilerek-isteyerek ülkesini 15 yıllığına İngilizlere vermek istemiştir.
Halbuki, İngilizler söz verseler bile, sözlerinde durmadıkları o günlerde de bilinen bir gerçektir.
Çok taze bir örnek olarak, Kıbrıs adasını 2. Abdülhamit’ten kiralayan İngilizlerin, adayı vakti gelince Türkiye’ye iade etmek yerine ilhak etmelerinin, sonra da Kıbrıs’ı Yunanistan’a vermeyi vaat etmelerinin üzerinden sadece birkaç yıl geçmiştir.
Vahidettin ve damat Ferit bunu bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Bile bile, İngilizlerin talep etmeye cesaret bile edemedikleri tam teslimiyet projesini, kendi elleriyle İngilizlere sunuyorlar.
Vahdettin’in GİZLİ kurtuluş planları bundan ibarettir. Kendi hükümet üyelerinden bile gizli tuttukları İngiltere’ye teslimiyet planları, tek kurtuluş planıdır. İngilizlere yaltaklanacaklar, zaman geçecek, İngilizlerin hıncı da azalacak, karşılığında Vahdettin’e hakkını verecekler, padişahın saltanatı kurtulacaktır. Plan budur, beğenirseniz… . Devam edecek