İlçenin kuzey kesiminde Yenişehir ilçesi ile İznik Gölü’nü ayıran tepede 290 metre rakımda konumlanmıştır. Doğusunda Derbent, batısında Kirazlıyayla, kuzeyinde İznik’e bağlı Aydınlar ve güneyinde ise Kozdere ile komşudur. Yenişehir şehir merkezinden Kozdere Caddesini takip ederek Kozdere Çamlığı içerisinden asfalt yol ile yaklaşık olarak 10 km. lik bir mesafede ulaşım sağlanmaktadır.
Konum olarak Yenişehir’e hâkim bir tepede bulunan köyden özellikle akşamları Yenişehir manzarasını seyretmek insana ayrı bir haz vermektedir. Pınarları olan ve pınarlarından akan suların buz gibi olduğu köy Yenişehir’e de yakın olmasından dolayı şehir merkezinden birçok kişinin içme suyu ihtiyaçlarını gidermek için bu köyü tercih etmelerine sebep olmaktadır.
Yenişehir’in kuzey tepelerine düşen ve Sivrice Bağları diye adlandırılan arazide bir zamanlar bulunan üzüm bağları Beypınar arazileri içerisinden gelen su kaynakları ile sulanmakta imiş. Üzüm bağlarının yanı sıra çeşitli meyve ve sebzelerin yetiştirildiği bu alandaki sulamalar Beypınar’dan buraya döşenen künkler ile gerçekleşirmiş.
Çok eski bir köy olduğuna dair yazılı kaynaklar var ise de eski köy zamanla boşalmıştır. Önceleri Alaylı Köyü mülkü içerisinde olan köy 1600’lü yıllara ait kayıtlarda “Beytatarı” ismi ile geçmektedir. Köyün bu şekilde isimlendirilmesine yol açan Tatar kökenli ahalinin ise köye ne zaman ve nereden geldikleri hakkında fazlaca bir bilgi mevcut değildir. Söz konusu yüzyıla ait evraklarda köyde Hacı Yusuf Efendi Zaviyesi ve Gazi Ömer Bey Camisi isimleri zikredilmektedir.
Köy ahalisi bölgenin en iyi atlarının yetiştirilmesi ile civarda nam almışlardır. Köye yerleşen Tatarlar Yenişehir ve çevresinin en iyi at yetiştiricileri olmuşlar, at alım satımlarını adeta tekelleri ne almışlardır. Öyleki; 1800’lü yılların ilk yarısında Yenişehir’i ziyaret eden Fransız Charles Texier Yenişehir pazarının kalabalık oluşundan bahsetmekle birlikte, pazarda en canlı ticaretin Beypınar Tatarlarının yetiştirmiş olduğu atlar olduğunu özellikle vurgulamaktadır. Nitekim 17. yüzyıl belgelerinde ki köyde kurulu vakıfların kayıtlarından köyün ekonomik anlamda zengin bir köy olduğu anlaşılmaktadır.
Köyün isminin kökeni olarak köyde anlatılan rivayet çok önceleri buralarda Yörük Oba Beylerinin çeşme başlarında konakladıkları ve bu nedenle de köyün adının Beypınar olduğu yönündedir.
1880-1885 yılları arasında köye göç eden Kırım Tatarları ile birlikte Yenişehir’de Ermeni ileri gelenlerden iplikçi Ohannes Ağa’nın bağışladığı araziye yerleşerek Tatarlar Mahallesini kuran Beypınar ahalisi ile birlikte köy kısmen boşalmıştır. Osmanlı-Rus Savaşının ardından ise Göçmen Komisyonunun köye 93 Göçmenlerini ikamet etmesi ile köy adeta tekrardan kurulmuştur.
1895 ve 1908 yıllıklarına göre 14 hane bulunan köyde 1927 yılında 352, 1990 yılında 316, 1997 yılında 273 kişi yaşamaktaydı. Köyde bulunan “Hıdrelles Tepesi”nin varlığı, köyün eski Rum kültürü ile de etkileşimi olduğunu göstermektedir. Ayrıca köy yakınlarında bulunan “Evkaya” mevkiinde bir kaya mezar bulunmaktadır. Mezarın içerisinde bulunan lahit ve girişler neredeyse tümüyle tahrip edilmiştir.