Yeni bir ay başlıyor. Yeni bir mevsim çoktan başladı bile. Hiçbir şey yapmasak bile bahar ve güneş yükseltiyor enerjimizi.
Umarım bu mevsim her şeyin çok güzel olduğu, çok güzel olamasa bile taşların yerli yerine oturduğu günleri getirir hepimize. Çünkü hep beraber tekrar nefes almayı hatırlamaya ihtiyacımız var.
Tüm gerginlikleri bitirip, zamanı sıfırlayıp, baştan başlamaya hazırlanmaya, ruhumuzun yaralarını sarmaya ve her şeye rağmen ayağa kalkabilme gücünü kendi içimizde bulabilmeye ihtiyacımız var.
2013’te gezi olaylarının olduğu dönem, tüm yaşananlar çok ağır ve acı verici olsa da insan olduğumuzu tekrar hatırlatmıştı hepimize.
Yardımlaşmayı, selamlaşmayı, birbirini dinlemeyi, yargılamadan konuşabilmeyi neredeyse başarıyorduk.
Dilerim bu bahar, böyle can acıtıcı olaylara gerek kalmadan içimizdeki insanı hatırlamayı ve dinlemeyi hatırlatır bize. Öyle çok ihtiyacımız var ki.
İnsan doğası gereği tek yaşayamaz çünkü. Hatta doğadaki hiçbir şey kendi için yaşamaz. Her şey birbiriyle iç içedir.
Toprağın bitkiye, bitkinin hayvanlara, hayvanların insanlara, insanların birbirine ihtiyacı var. En basit haliyle tüm dünyanın yaratılışı bu.
Araştırmalarda deniyor ya ‘arıların nesli tükense dünyanın şu kadar gün sonra sonu gelir’. Arının nasıl bir faydası var ki bize,yokluğu dünyanın sonunu getirir diye düşünebiliriz.
Aslında dünyada o kadar ince ayarlı bir düzen var ki fark edemediğimiz. Var olan her şey birbirine o kadar bağlı ki. Tüm dünya düzeni böyleyken insanın tek başına hayatta kalması mümkün mü?
Hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Ancak bu gerginlik, belki de yaşam mücadelesi, gözümüzü,kalbimizi,kulaklarımızı kapattı. Sadece çevremize değil kendi ruhumuza da sağır olduk.
Oysa ki insan bir aradayken güçlüdür. Depresyona tek başınayken girilir mesela. Yapılan iş tek başınayken uzun sürer ve yorar insanı.
İlkokuldaki işçi problemlerini hatırlayın. Türkçe dersinde ilk öğretilen atasözlerinden biriydi mesela ‘bir elin nesi var iki elin sesi var’ üstelik bizim toplumsal ruhumuz imeceye yatkındır.
Bireysellik Ortadoğu coğrafyasında yoktur. Gruptan ayrı takılanı sevmeyiz mesela. Bir yere gidilecekse toplanır gideriz. Acıyı da sevinci de kalabalık yaşarsak kendimizi iyi hissederiz.
Sadece hatırlamaya ihtiyacımız var. Özümüzden gelen sesi duymak için dinlemeye ihtiyacımız var.
Umarım bu bahar hepimize tüm bunları hatırlatır. Görmekten, duymaktan vazgeçtiğimiz ne varsa, dinlemeyi bıraktığımız, kalbimizi katılaştıran ne varsa hepsini sıfırlamamıza yardım eder.
En azından yola yeniden çıkabilmek, yeniden insan olabilmek için bize bir şans daha verir.