Güven duygusu insan için olmazsa olmaz. Ancak çok zor kazanılan ve çok kolay kaybedilen bir duygu.
Kişilere duyulan güven değil sadece. Hayatın her alanında en çok ihtiyacımız olan duygu desek yanlış olmaz sanırım.
Güvende olduğunu bilmek ve hissetmek, kişinin tüm hayatını etkiler.
Hal böyleyken, içinden geçtiğimiz zamanlarda eksikliğini en çok hissettiğimiz duygu olması çok üzücü.
Ben zaten hali hazırda son derece güvensiz bir insanım. Hiçbir şeye ya da hiç kimseye tam olarak güvendiğimi söyleyemem.
Benim için bile bu dönem çok zorlayıcı.
Geçen gün markette, baharatlar rafının karşısında, olması gerekenden uzun durunca fark ettiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum.
Hindistan cevizi tozu alacaktım. Sadece iki farklı marka vardı.
Diyeceksiniz ki düşünecek ne var?
Neler neler var.
Bu hindistan cevizinin içine kağıt karıştırsalar fark edebilir miyiz acaba? Ya da beyaz herhangi bir şeyi? Alıp yiyoruz ama acaba ne yiyoruz? Hangi markayı kim üretmiş? Bu markanın güvenilirliği ne?
Zihnimden geçen bu düşünceleri fark ettiğimde önce kendime kızdım. Şüpheciliğin de bu kadarı yani pes dedim kendime. Sonra bir düşünüp haklı olduğuma karar verdim.
Ucu bucağı kaçmış kötülüğün ve ahlaksızlığın yerleştiği toplumda, üstelik her gün aklımın almadığı, kırk sene düşünsem aklıma gelmeyecek rezaletlerle karşılaşırken, düşündüklerim benim için son derece normaldi.
Normal olmayan, tüm bunları kanıksamış ve yalnızca kendimi korumaya çalışıyor olmam.
Bu normal değil.
Bu kadar karmaşanın, kötülüğün, haksızlığın karşısında bu kadar sessiz kalmak normal değil. Kalmasan ne yapacaksın? Başını derde sokmaktan başka ne yapabilirsin ki?
Herkes benim gibi düşünüyor eminim. Keşke böyle düşünen herkes fikrini açıkça söyleyebilse. Keşke söyleyebilsek.
İşte bir hindistan cevizinden yola çıkarak geldiğim bu nokta beni çok üzüyor.
Umudumu kaybediyorum ve bu kalbimi kırıyor.
Umutsuz yaşanmaz demişler. Nasıl yaşayacağız, hayat nasıl düzelecek, her şey yoluna girecek mi? Bilmiyorum.
Geçmişi özlüyorum. Gelecekten korkuyorum. Benimle aynı duyguları hissedenler eminim hiç az değiller.
Umarım umudun yeşerdiği günlere gözümüzü açmak bir gün mümkün olur.