‘İletişim’ Zor Zanaat

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bütün canlılara verilen bir lütuf olmasının yanında insan ırkı için hayatın bütününü etkileyen tek şey iletişim.

Düşünsenize gün içinde kaç insanla iletişim kurmak zorunda kalıyoruz. Zorunda olmadığımız durumlarda zaten can sıkıntısından biz iletişim kurmak için birilerini arıyoruz.

Düşünmek, konuşmak iletişim için olmazsa olmaz ancak asıl mesele dinlemek bence.

Bu haftanın konusu olarak dinlemeyi seçtim. Çünkü hepimiz dinlediğimizi sanarak konuşuyoruz, anlatıyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki bir arpa boyu yol alamamışız.

Oysa anlatırken gayet başarılıyız. Kendimizi ifade etme konusunda hiçbir sorun yaşamıyoruz. Hatta çoğu zaman ben böyleyim, ben şöyleyimlerle mangalda kül bırakmıyoruz.

O zaman sorun nerde? Neden anlaşamıyoruz? Karşımızdaki insan aptal olduğu için mi? Yoksa bir an olsun nefes alıp karşı tarafa konuşma şansı tanımadığımız için mi?

Şimdi diyeceksiniz ki konuşma şansı tanıyorum o anlatıyor, ben dinliyorum. Bir an durup düşünün.

Gerçekten dinliyor musunuz yoksa dinliyor gibi yapıp karşı tarafa kendi doğrularınızı kabul ettirmeye mi çalışıyorsunuz?

Birçok iletişim şeklinde yapılan en büyük hata kişinin her şeyi doğru bildiğine inanmasıymış.

Bence uzlaşılamayan konuların temel sorunu bundan ibaret. Kimimiz egomuzdan, kimimiz başka bir yol bilmediğimizden, kimimiz her zaman haklı olma ve onaylanma ihtiyacı yüzünden sürekli olarak kendi bildiğini karşısındakine empoze etmeye çalışıyor.

Hatta bazen o kadar ileri gidiyoruz ki haklısın diyen her insanı kazanılmış bir kale olarak görüyoruz. Üstelik karşımızdaki konu kapansın diye mi haklısın dedi, gerçekten haklı mı buldu ilgilenmiyoruz bile.

Hal böyle olunca diyaloglar monolog halini alıyor. Çünkü bir noktadan sonra taraflardan biri pes ediyor. Ve ilişkiler yavaş yavaş uzaklaşmaya sonrasında da iletişimsizliğe, yalnızlaşmaya dönüşüyor.

Evet, herkes bir şeyler anlatıyor. Ama kimse birbirini gerçekten dinlemiyor. Dinlemekten kastım söylenenleri duymak değil elbette. Gerçekten dinlemekten bahsediyorum. Karşımızdakinin söylediklerini anlamaya çalışmaktan, bütün dikkatimizi vererek ve kendi inandıklarımızdan bağımsız olarak dinlemekten.

Çünkü kimse aptal değil bence. Evet, herkes çok zeki demek iddialı olur ama herkesin kendine yetecek kadar aklı var. İşin ilginci beğenmediğiniz, zekâsıyla alay ettiğiniz insanlardan öyle şeyler öğreniyorsunuz ki. Söz hakkı verildiğinde en sıradan ve yaşanmışlıktan uzak insanın bile anlatacağı bir hikayesi, bildiği bir şey olduğuna inanıyorum.

Eğer siz de benim gibi hiçbir şeyin tesadüf olmadığına, her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyorsanız emin olduğunuzu düşündüğünüz her şeyi bir kenara bırakarak dinlemeye çalışın.

Mutlaka içinden çıkamadığınız bir konuda karşınızdaki size ışık tutacaktır. Ya da sorun olarak adlandırdığınız konu karşılıklı anlaşmayla ortadan kalkacaktır.

Yeter ki dinleyin, anlayın. En azından anlamak için çaba sarf edin. Bu sayede hayatın kolaylaştığını göreceksiniz. Ben gördüğüm için söylüyorum. Naçizane tavsiyemdir 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
‘İletişim’ Zor Zanaat

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.