Bu dönem çok popüler olan ve psikiyatri alanında yeni bir pencere açan sistemden bahsetmek istiyorum sizlere. Mindfulness olarak adlandırılıyor.
Birçok alanda çok başarılı uygulamaları olan bir sistem. Farkındalık ve öz-şefkat temellerine dayanıyor.
Geniş bilgi edinmek isterseniz internette birçok açıklaması ve uygulaması mevcut.
Temel olarak bahsettiği şey insanın en çok kendine ihtiyacı olduğu halde kendinden daha çok başka şeylere vakit ayırarak ihtiyaçlarını yok sayması ve en çok kendine kötü davranması sonucunda yaşadığı rahatsızlıkların çözüm yolları.
Hepimiz en çok kendimize kötü davranmıyor muyuz?
Yaşanan bir terslikte en çok kendimize yüklenmiyor muyuz?
Ya da en son ne zaman kendimize neye ihtiyacımız olduğunu sorduk?
İşte tüm bunlar için bir kapı açıyor bize öz-şefkat çalışmaları.
Oluyor ya bazen, hiçbir şey yapmadan durmak istiyoruz, kimseyle konuşmadan hatta belki yataktan kalkmadan günü geçirmek istiyoruz.
Ancak içimizdeki ses sürekli kalkıp yapılması gereken işleri yapmamızı söylüyor bize. İşte o an da kendimizle inatlaşıp suçlu hissetmek yerine kendimizle uzlaşmanın yollarını sunuyor bize.
Zeynep Selvili isimli bir uzmanı takip ediyorum. Özellikle öz-şefkatle ilgili çok güzel paylaşımları var sosyal medyada.
Yeni de bir kitap çıkardı. ‘Pembe fili düşünme’
İlginizi çekiyorsa bu okuduklarınız, ihtiyaç duyuyorsanız kendinizle iletişim kurmaya tavsiye ederim. Alın okuyun.
Sade bir dille hem kendi hikayesini, hem de kendinize nasıl şefkatli olabileceğinize dair ipuçlarını paylaşmış.
En sevdiğim uygulamasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Özellikle sorun yaşadığınız ve adrenalinizin yükseldiği zamanlarda çok işe yarıyor.
Diyor ki;
“Kendimi kaygılı, stresli, bunalmış hissettiğimde bedenime ihtiyacı olanı vermeye niyet ederek kendime beş parmağımın her biri için bir soru yöneltiyorum.
Yemek yemeğe ihtiyacım var mı?
Tuvalete gitmeye ihtiyacım var mı?
Uyumaya ya da dinlenmeye ihtiyacım var mı?
Hareket etmeye ihtiyacım var mı?
Birisiyle temas kurmaya ihtiyacım var mı?”
Siz de deneyin kesinlikle işe yarıyor. Zaten ruhunuz ve bedeniniz sizinle konuşmayı hiç bırakmıyor. Siz kulağınızı yönlendirin yeter.
