Sabah ilk ışıklarla uyanıyorum.
Terk edilmiş bir şehir gibi sessizlik içinde her yer.
Evimin güvenli duvarları içinde an çok huzurlu.
Güzel bir kahve, temiz hava derken, dün çok yoğundu neleri kaçırdım acaba diye sosyal medyaya bakmamla beraber zihnimin tüm sükuneti yok oluyor. Çıkamıyorum da gördüklerimin içinden.
Tüm hücrelerime yavaş yavaş yayılan huzursuzluk ve umutsuzluk artarak devam ediyor. Neden sonra zorla bırakabiliyorum telefonu elimden.
Kahvaltı etmeliyim. Zihnimin sükuneti iyi bir şeyler yersem geri gelebilir belki.
Dolabı açıyorum. Basitçe yiyecek bir şeyler hazırlarken bir önceki gün yaptığım market alışverişi geliyor aklıma.
Ne kadar az şeye ne kadar çok para ödediğimi hatırlamak canımı sıkıyor. Kendimi bir kenara bırakıp kalabalık ailelere üzülüyorum. Belli belirsiz bir öfke yükseliyor içimde.
Bunların hepsi o kalabalık ailelerin(en azından bir kısmının) tercihleri yüzünden yaşanıyor. Gittikçe büyüyen umutsuzluk…
Dışarı çıksam iyi olur. Biraz yürümek belki iyi gelir.
Kapıdan çıktığım anda yazın sıcak güneşi karşılıyor beni. İstemsiz bir gülümseme belirdi yüzümde. Aklım hala karmakarışık.
Yürümeye başlıyorum. Bir adım önce gözüme, bir adım sonra burnuma takılan mis gibi yasemin. Begonvilin içine karışmış sarmaş dolaş.
Farklıyken ortak bir yerde yaşayabilmek! Ne zor ve aslında ne kolay. Nefes almayı hatırlatıyor bana.
Biraz ileride bir gelincik çıkmış papatyaya sarılarak, kaldırım taşlarının arasından. İşte direnmek diyorum hayatta kalma çabası böyle bir şey.
Sonra sokaktan geçen bir iki araba. Aynı anda, aynı an’ı paylaşıyoruz birlikte. Bilsek de bilmesek de. Hepimiz farklı da olsak aynı koşullar öldürüyor yaşama sevincimizi.
Uzunca bir yürüyüş. Kulağımda sevdiğim şarkılar. Yavaş yavaş dinginleşen ruhum.
Fark ediyorum ki her şey bir yolunu buluyor hayatta kalmanın.
Gelincik de, su da, sen de, ben de…
Yeter ki vazgeçmeden ilerlemeye cesaret edebilelim. Nefes alabiliyorsak umut hep var. İçimizde yoksa dışımızda bulmak için biraz çaba gerekiyor belki. Ama umut hep var.
Bu dünyaya gelen hiç kimse için hayat kolay olmadı eminim ki. Her dönem başka zorlukları getirdi peşinde.
Ama mücadele eden, dik duran, umut eden, vicdanı rahat olan eninde sonunda başardı. Gerisi tarihin çöplüğünde.