“TİYATROYA BİRAZ ARA VERMEKLE NANKÖRLÜK YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM. BU YÜZDEN ÇOK ELEŞTİRİ ALDIM.”
O bir insan. Düşünen, araştıran, sorgulayan, cevaplar arayan, yaşamı bilen, insanı tanıyan bir insan. Duyarlı, duygusal bir beyefendi. Sessiz konuşan, birikimli, hoş sohbet biri. Çoğu zaman çevresinde olup bitenlere şaşıran ama bir nedene bağlayabilen, olumsuz insan ilişkilerinde bile, anlayışlı olabilen bir hümanist. Eğitimin insan yaşamında ki önemini anlamış, birçok aşamasında bulunmuş ya da tanık olmuş bir eğitimci. Tiyatroyla geçmiş yaşamında önemli işler yapmış ama mütevazı kimliği hiç değişmemiş, her noktada bilgi ve becerilerini paylaşmaya hazır olmuş ve istendiğinde paylaşmış bir sanatçı.
Doğrularını ve yanlışlarını oluşturmuş, olması ve yapılması gerekenler konusunda hiç tereddüt etmemiş, belki bu nedenle zaman zaman yaşamı zora girmiş yürekli biri. Pire için yorgan yakanlardan. Yaşamında hiçbir şey kolay olmamış. Biraz da istememiş. Kolayı seçmek belki karmaşık ilişkilerin başlangıcı. Kolay para kazanmak, kolay yaşamak, “değerlerim” dedikleriyle çelişmiş.
Mustafa Uzunyılmaz, bir yıldır ilçemizde. Büyük şehirlerin gürültülü yaşamından sonra geldiği Yenişehir biraz fazla sessiz, biraz fazla sade. Onun belirgin şikayetleri yok. Yalnız olmak, yalnız hissetmek onun için çözümsüz bir sorun değil. Bununla başa çıkabiliyor. Gittiği her yerde bir şeyler bırakmış. Bıraktığı yerden devam etmiş. Bunlar onu her defasında mutlu etmiş. Kim bilir belki ilçemiz için de bir projenin içinde yer alır.
Mustafa Uzunyılmaz`a sorduk, o yanıtladı. Bir başka sayımızda daha farklı sorular, daha detaylı bir söyleşi sözü alarak bunlarla yetiniyoruz.
ayrıntı: Sanatçı Mustafa Uzunyılmaz`ı kısaca tanıyabilir miyiz?
M. Uzunyılmaz: İstanbul Belediye ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü`nü bitirdim. Başta Devekuşu, Kabare tiyatrosu olmak üzere birçok tiyatro topluluklarında oynadım. Bu oyunlardan bazıları: Beyoğlu Beyoğlu, Yasaklar, Aşk Olsun, Geceler, Deliler, Dün Bugün, Reklâmlar, Öfke, Sırça Kümes, Kurban, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı…
Sinema filmleri: Her Şey Çok Güzel Olacak, Filler ve Çimen, Renkli Türkçe, Şarkıcı, Metropol Kâbusu, Dün Gece, Bir Rüya Gördüm, Cenneti Beklerken ve Kader.
Tv. Dizileri: Güler misin Ağlar mısın, Gençler, Vay Anam Vay, Yılan Hikâyesi, Çapkın, Havada Bulut (Sait Faik), Esir Şehrin İnsanları.
ayrıntı: Tiyatro ile ilgili bugün ve yakın gelecekte projeleriniz var mı?
M. Uzunyılmaz: Tiyatroya biraz ara vermekle nankörlük yaptığımı düşünüyorum. Bu yüzden de çok eleştiri aldım. Önümüzde ki sezon “Nihayet Bitti” adlı tek kişilik bir oyunla sahneye çıkmanın gururunu yaşayacağım. Ayrıca yazım aşamasında olan bir Kabare oyunu var…
“YENİŞEHİR`DE TOPRAK TARIMA ÇOK ELVERİŞLİ AMA İNSANLARLA BİRLİKTE KADERİNE TERK EDİLMİŞ.”
Ekim ayında “Lodos” adlı bir sinema filminin çekimlerine başlayacağım. İstanbul`u anlatan bir senaryo üzerinde çalışıyorum. Önümüzdeki yaz çekeceğim.
ayrıntı: Neden Yenişehir`desiniz? Yenişehir`le ilgili gözlemlerinizi öğrenebilir miyiz?
M. Uzunyılmaz: Organik tarımla ilgili yatırım yapmak için geldim. Toprak tarıma çok elverişli ama insanlarla birlikte kendi kaderine terk edilmiş. İnsanlar oldukça tembel. Daha doğrusu tembelleştirilmiş. Dört ay çalış sekiz ay otur, dedikodu yap. Bu durumun değişmesi lazım. Proje üretmeliyiz. Hep birlikte heyecan yaratmalıyız. Bakalım zaman ne gösterecek. Ben umutluyum.
ayrıntı: Sizi Yenişehirli yapabilecek miyiz?
M. Uzunyılmaz: İnşallah… Tabi insanın bulunduğu yere ait olması çok önemli. Kendine ve çevresine karşı sorumluk duymasına neden olur. Ait olmak… Ben hayatım boyunca böyle yaşadım. Bundan sonra da böyle olacak. Yenişehirli olmayı istemek yetmez. Yenişehirlilerde istemeli.
ayrıntı: Yenişehir`in kültür ve sanat yaşamına ne gibi katkılarda bulunabilirsiniz?
M. Uzunkaya: Bu gibi faaliyetlere öncülük yaptım. Birçok yerde eser bırakıp gittim. Neden burada da olmasın. Öncelikle Yenişehirliler istekli mi, yöneticilerin bu gibi şeylere yaklaşımı nasıl, bir projeleri var mı, varsa ne aşamada, çocuklar ve gençler için ne gibi çalışmalar yapılıyor. Öğrencilerle ilgili bir araştırma yapıldı mı? Onların ne gibi istekleri var? Yapılmış bir çalışma yoksa araştırma yapıp talepleri doğrultusunda bir proje geliştirip, yetkililerle görüşerek hayata geçirmeyi arzularım.
Doğa ve insan her yönüyle tehdit altında. İnsanlığa büyük bir sorumluluk düşüyor. Ne yazık ki bizim insanımız geleceğe yönelik kapılarını kapatmış. Sanal bir karmaşanın içinde boğuluyor. Teknolojik gelişme insanı kendi dokusundan uzaklaştırırken, medya da bunu hızla tetiklemekte. İnsanoğlunun verebileceği en büyük savaş ise burada başlıyor. Kendi olmanın dışında başkası olmaya yönlendirilmesi, kendine ait olmayan kültürle beslenmesi… Bir toplumun ayakta kalması kendi öz değerleriyle olur. Bu da sanatla mümkündür. Medyanın oluşturduğu ne olduğu belirsiz, kişiliksiz insanlarla değil.
Atatürk`ün dediği gibi “Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir” bunu ne yazık ki yöneticilerimiz anlamadı veya işlerine gelmedi. Ne yazık ki toplumun kültürel değerleri yok olmakta, teslimiyetçi bir durum gelişmekte. Bu duruma seyirci kalmak ihanetle eş değerde. Burada hepimize büyük sorumluluklar düşüyor.
Sözün kısası binlerce yıl önce sanat ve spor olimpiyatları düzenleniyordu. (Amfi tiyatrolar bunu için yapıldı.) Savaşların durduğu, yerlerini sportif gösterilerin, şiir ve ezgilerin aldığını biliyoruz. Şimdiyse statlarda insanları kışkırtan medya yazarlarımız var. Bu vahşiliği ne yazık ki tv. kanallarında da görüyoruz. Oysa sanat ve spor barışı temsil eder. İnsanlarımızı bu konuda bi-linçlendirebilirsek ne mutlu bize… Ben de üzerime düşen görevi her zaman ki gibi yapmaya çalışacağım.
ayrıntı: Teşekkür ederiz. Daha detaylı bir söyleşi sözü almak istiyoruz.
M. Uzunyılmaz: Ben de teşekkür ederim. Ne zaman isterseniz ben hazırım.
Yorumlar kapalı.