Tarkan, bir şarkısında “Akıl verme, vereceksen huzur ver!”diyor.
Kafka’ya göre ise huzur dışarıda değil içeride. Ona göre, ” Dışarıya kapanmak esasen içeriye açılmaktır. Huzur mu istiyorsunuz? Az eşya, az insan.”
Kafka gibi düşünenlere göre, huzurlu olabilmek için iç örgütlenmenizi güçlendirmeniz gerekir. Huzur iç yolculuktur. Kafa karışıklığından, çıkar çatışmalarından, karşıtlıklardan uzak olmalısınız.
Herkes huzuru kendinde bulmak zorundadır. Huzuru size kendinizden başkası sağlayamaz. Gerçek huzur, dış çevreden etkilenmeyen huzurdur.
Sorunlu insanlar, başkalarının huzurunu bozmakta pek yeteneklidirler. Böylelerinden uzaklaşamazsanız huzura ulaşamazsınız.
Özgür değilsen, aklın sana ait değilse huzur bulamazsın.
Yastık değil kafanız rahat olmalı. Döşek değil vicdanınız rahat olmalı. İşte o zaman yorgana değil huzura sarılarak uyuyabilirsiniz.
Tevfik Fikret, “Huzur nefretin ötesindedir,”der.
Sürekli bir şeylerden şikâyet eden, azla yetinmeyen, gösterişe düşkün olan, hırslı, kibirli, yalancı, hırsız, ikiyüzlü insanlar huzurlu olamazlar. Özellikle yalan, güveni ve huzuru yok eder.
Para verdikçe azalır ama huzur verdikçe artar.
Huzurun tanımı, sevdiklerimizin sesidir. Sevdiklerinize huzur verin ki huzuru başka yerde aramasınlar.
Mekân her zaman bulunur ama huzur veren insanlar her zaman bulunmaz. Bazı insanlar gelince, bazıları da gidince huzur verir.
Üzüntülüyseniz geçmişte, kaygılıysanız gelecekte, huzurluysanız şimdiki zamanda yaşıyorsunuz demektir. Geçmişe takılmayın. Gelecek belki de hiç gelmeyecektir.
Bulundukları yerden memnun olmayanlar, her zaman kuşku içinde yaşayanlar, kaçırdıkları fırsatlar için iç çekenler.
Jim Carrey şöyle der: “ Dilerim ki herkes bir gün zengin ve ünlü olsun. Böylece asıl yanıtın bu olmadığını anlarlar.”
Asıl zenginlik, yanlarında huzur bulduğumuz insanlardır. Sevdiğinizin demlediği çayda huzur bulursunuz.
Boş verdiğiniz kadar huzurlu olursunuz. Arkanızdan konuşulanlara kulak asmayın. Her söze inanmayın. Kimseye hak ettiğinden daha çok değer vermeyin.
Olur olmaz herkesle dost olmayın, sırlarınızı paylaşmayın. Yaşam enerjinizi sömürtmeyin.
İnandığınız yolda inandığınız kişilerle birlikte yürüyün.
Yediğiniz soğan ekmek olsun, yeter ki huzur olsun!