Peki, kader varsa, değişken midir değil midir?
Değiştirilemezse hayatta yaptıklarımız ya da seçtiğimiz yollarda hiç mi söz hakkımız yok?
Değiştirilebilir ise neden baş etmekte zorlandığımız deneyimlerde bir günah keçisi rolünde?
Geçenlerde izlediğim bir filmde geçen bir cümle aklıma takıldı.
Yunus Emre’nin sözüymüş. ‘Kader gayrete âşıktır’
Kimin sözü olduğunu araştırırken bir Kuran ayeti çıktı karşıma ’biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağladık’
Bunları okuyunca belki kader dediğimiz şey bizim tutum ve davranışlarımızla değişebilen bir şey diye düşündüm.
Eğer öyleyse baş edemediğimiz deneyimlerde suçu atacak bir yer kalmıyor sanırım. Yine konu dönüp dolaşıp yaptıklarımızın ya da yapmadıklarımızın sorumluluğunu almaya geliyor. Hayatının sorumluluğunu almak çok basit ifade edilen ama uygulanması zor olan bir başka konu başlığı. Bunu belki önümüzdeki hafta konuşuruz.
Şimdi benim merak ettiğim şu. Kaderi çaba ile değiştirebiliyorsak, bu kadar insan bu kadar acıyı çaba göstermeyi reddettiği için mi çekiyor?
Sanmıyorum. Bence hayatta kalma içgüdümüz çabasızlığa izin vermeyecek kadar güçlü bir refleks.
Evet, kader diye bir şey var. Ben inanıyorum. Ama bizim ona karşı verdiğimiz tepki hayatı yaşama ve hissetme şeklimizi değiştiriyor.
Yani kısaca kader dediğimiz şey hayatta başımıza gelenlerse, başımıza gelenlerle nasıl baş edeceğimiz de bizim çabamıza kalmış.
Kimimiz bu neden benim başıma geldi diye sorarken, benzer şeyleri tekrar yaşamak istemediği için; kendi davranışlarını inceleyip, neyi yanlış yaptığını bulmaya çalışıyor.
Kimimiz de bu neden benim başıma geldi, ben bunu hakedecek ne yaptım diyerek suçlu aramayı seçiyor.
İşte tam da burada yaptığımız seçim kaderimizde olan iyi ya da kötü ne varsa hayatımızı nasıl etkileyeceğini belirliyor.
Bence böyle. Sizce..?