Yenişehir şehir merkezinin ve şehirle aynı adı taşıyan ovanın doğusunda, 270 mt rakımda yer almaktadır. Köy düz yerde kurulmuş olmasına rağmen etrafında küçük küçük tepeler mevcuttur. Güneyinden Göksu (Kocasu) deresi geçmektedir. Doğusunda Köprühisar, kuzeyinde Çelebi, güneyinde Toprakdere arazileri ile sınır komşusudur. İlçe merkezinden yaklaşık 9,5 km uzaklıkta bulunan Ebeköy'e; Yenişehir'den doğuya doğru Bilecik karayolu takip edilerek 8. km'den sağa dönülüp 1,5 km kadar asfalt yol takip edilerek ulaşılabilir.
İsminin Kökeni
Köyün isminin kökeni hakkında çeşitli varsayımlar bulunsa da hiç birisi teyit edilebilmiş değildir. Bu konuda köylülerce hikâyemsi olarak paylaşılan iddia şöyledir: Köprühisar köyündeki komutanın eşi hamiledir. Sorunlu bir hamilelik dönemi geçirmektedir. Komşu köy olan bugünkü Ebeköy'deki ebe kadını sık sık köylerine getirerek komutan eşini muayene ettirir. Komutan askerlerine "ebe olan köye gidin ebeyi getirin" talimatı vere vere köyün adı "Ebeköy" kalır.
Kaplanoğlu ismin Ebe'den çok Ede veya Ece Bey'den gelebileceği tezini savunmakta. Kaplanoğlu; köyün daha önceki isminin "Karaca" olduğunu belirttikten sonra, "Ece" olan ismin zaman içerisinde "Ebe"ye dönüştüğünü belirtiyor.
Ebe isminin kökenini savunanlar ise; 1667 yılında Sürre Alayı töreni sırasında Yenişehir'de yaşananları dayanak göstermekteler. Avcı padişah IV. Mehmed o yıl hacdan dönen kafileyi karşılamak üzere Yenişehir'e gelmiş, şehrin hemen yakın güneyinde bulunan Reyhan Paşa malikâneleri önünde kafileyi beklemekte idi. Yanında bulunanlar arasında ise hocası Vani Efendi ve Vani Efendi'nin dünürü eski Erzurum Müftüsü Dünbekzâde lakabıyla tanınan SeyyidMehmed Efendi bulunmaktaydı. Zira hacdan gelecek kafilenin içinde Vani Efendi'nin damadı Feyzullah Efendi'de vardı. Nihayet kafile geldiğinde tekbir ve tahlillerle yüzlerce kurban kesilir. Hac kafilesinin içinde bulunan Feyzullah Efendi kafileden ayrılarak kayınbabası Vani Efendi ve dedesi Mehmet Efendi ile kucaklaşıp öpüşür. Padişah anlamlı ve zarif bir zât olan bu hacının kimliğini öğrenince huzura kabul eder. Natıkalı, kibar bilgisi ile IV. Mehmed'i etkileyen Feyzullah Efendi, şehzadelerin hocalığı ile görevlendirilip yıldızı parlar sonraki yıllarda şeyhülislamlık görevine kadar yükselebilecek saray hayatına adım atar. I. MehmedSeyyidMehmed Efendi içinde şefaat edip, Ebeköy arazilerinin ihsanını sağlar. Mehmed Efendi'nin ölümüne kadar köy arazileri üzerinde tasarrufunu devam ettirdiği, ölümünün ardından ise arazilerin tasarruf hakkı Yenişehir'de müftülük görevide gören Abdullah Efendi'ye, ondan sonrada oğulları Sıddık ve Mehmet Efendilere kalmıştır.
Bahsi geçen SeyyidMehmed Efendi aynı zamanda "Ebezâde" lakabıyla bilinmesinden dolayı köyün isminin "Ebe" olduğu savı ortaya atılmaktadır. Oysa olayın gerçekleşmiş olduğu 1667 yılından önceki resmi belgelerde de köyden "Ebe" olarak bahsedilmektedir. Örneğin 1521 ve 1573 tarihli defterlerde "Ebe" olarak zikredilen köy,1657 tarihli bir kadı sicilinde de "Ebe" ismiyle anılmaktadır. Bu da köyün isminin köken olarak farklı bir olay yada kişiye dayandığını göstermektedir.
Yalnız eski kayıtlarda bölgede "Ebeci" olarak zikredilen bir başka köyden daha bahsedilmektedir. Devam edecek