Yaptığım iş gereği, insanların fiziksel durumları ile ruhsal durumları arasındaki bağlantıyı kolaylıkla takip edebiliyorum.
Çoğunlukla ruhsal ya da zihinsel olarak yaşadığımız deneyimler fiziksel bedenimizde bir karşılık bulur.
Atasözlerimiz ve deyimlerimiz bu gibi durumlara birçok örnek vermiştir.
Mesela kan beynime sıçradı dediğimizde, sinirlendiğimizi ifade etmek isteriz. Fiziksel olarak da gerçekten beynimizin ısındığını ve başımızın ağrıdığını hissederiz.
Bu nedenle spiritüel alanda sıklıkla duygularımız ve organlarımız arasındaki ilişkiye dikkat çekilir. Konuyla ilgili yazılmış birçok kitap, yapılmış birçok araştırma bulunuyor.
Son dönemde aldığım fasya eğitimi tüm bu bilgilerime bilimsel verilerle onay verdi.
Fasya, dünyada çok yeni araştırılan ve her yeni bulguyla, konuyla ilgilenenleri heyecanlandıran yeni bir alan.
Bu konuyu size daha sonra uzun uzun anlatırım. Ancak bugün anlatmak istediğim şey, gerçekten de bedenimizle duygularımızın ortak çalışması.
Eğer bedenimizle duygularımız birlikte hareket ediyorlarsa, diğer bir deyişle duygusal olarak yaşadıklarımız ve hissettiklerimiz bedenimizde ağrı, acı, bulantı vb. hislere sebep oluyorsa, o halde bedenimizi iyi ilişki kurarak hastalanmanın önüne geçebilir miyiz?
Bence cevap evet. Bilimde son dönemki araştırmalarla bu veriyi desteklemekte.
Ancak burada önemli olan bedenle doğru ilişki kurabilmek. Bunun yolu bence öncelikle kendimizle iyi ilişki kurmaktan geçiyor.
Örneğin midemiz bulandığında, kendimize neyi hazmedemediğimiz sorabiliriz. Hangi konuda hayal kırıklığı yaşıyoruz mesela.
Ya da belimizde ağrı yaşadığımızda, son dönemde ekonomik sıkıntı ve gelecek kaygısı yaşayıp yaşamadığımıza bakabiliriz.
İşte tam da böyle bir hafta geçirdim. Gelen tüm öğrencilerim ağız birliği yapmış gibi belim ağrıyor şikayeti ile geldi. Bu yazının konusu böyle ortaya çıktı.
Evet, ülkece çok büyük bir kısmımız bir süredir bel ağrısı yaşıyor, yaşamaya da devam edecek gibi görünüyor. İçinde bulunduğumuz koşullar bedenimizde bel ağrısı olarak karşımıza çıkıyor.
Ben filanca kaza geçirmiştim belimde fıtık var tabii ki ağrım olacak bunun durumla ne ilgisi var diyebilirsiniz.
Ya da bırakın böyle işleri, bilim diye bir şey var, doktora gitmek yeterlidir de diyebilirsiniz. Ancak birkaç yıl önce yapılan araştırmada ispatlandı ki özellikle bel ağrılarının %80 sebebi psikolojikmiş. Bilim de benzer sonuçlara varıyor yani.
Siz neye nasıl inanmak istiyorsanız tabii ki inanabilirsiniz. Buna kimse karşı çıkamaz.
Ancak bir düşünün isterim, bedeninizde duyduğunuz hisler, kısa bir süre önce yaşadığınız herhangi bir ruhsal ya da zihinsel olayla bağlantılı olabilir mi?
Mesela sizin de beliniz büküldü mü?
