Oluş ve bozuluş konusunda pek çok yazı kaleme alınmıştır.
Bu yazıda bizler, iyi-kötü (Bireysel) ve doğru-yanlış(Toplumsal) düzlem üzerinden bakarsak, etik düşünce ve eylemler ile bunun tersi olan, etik dışı düşünce ve eylemlerin doğal sonucudur. Her bozuluş yeni bir oluştur diyebiliriz.
Etik değerler bilgisi ise insanın toplum içinde yapıp ettikleri ile yalnız iken yapıp ettiklerinin bir olmasını baz alır. Ayna ihtiyacı duymadan değer gözetme, sorgulama ve eleştirel düşünme eşlik eder.
Öyleyse iyi nedir?
Bu soru üzerinde 5 yıl çalıştım. İkna edici cevabı ise bir felsefe kitabı verdi.
İyi: “insan kalabilme sanatıdır.” Bunun için önce insan olabilmek ve en önemlisi bu bilinç seviyesinde kalabilmektir.
Oluş ve bozuluşta var olan bozulduktan sonra yeni bir oluşa doğru yolculuğa çıkılır.
Bunu tırtıl, koza, kelebek süreci ile gözlemek mümkün.
Bugünlerde sıkça söylenen fabrika ayarları ve öze dönüş şeklindeki ifadeler bizi düşündürüyor.
Kırsal alana göçler, doğal organik yaşam, bilinçaltı çöplüğünün temizlenmesi, topraklama yapmak ve tazelenmek şeklinde anlatılan durumlar gösteriyor ki bir bozuluş sürecinden geçiyoruz.
“En tehlikeli yalan içine doğru karışımmış yalandır” der Acar Baytaş, insan en çok kendine yalan söyler.
Özümüze kodlanmış olan iyi’nin şifresini çözebilirsek kendimize söylediğimiz yalanlarla yüzleşebiliriz.
İç hesaplaşma olmadan, ne yasa, ne ayıp, ne de günah bizleri vicdan kapısına götürebilir.
Kararlılık, eğitim ve yüzleşmenin verdiği rahatlama pek çok sıkıntıyı, yükü üzerimizden alacaktır.
Almanya, yaptığı soykırım ile yüzleşti, hesaplaştı ve temiz bir sayfayla yeni hedefini belirledi.
Semavi dinlerde, Hz. Adem kıssasını, bir oluş-bozuluş süreci olarak düşündüğümüzde, yasaklama ve yasak olanın ihlali ile insan bünyesine zarar verecek, iyi olanı bozacak bir döngünün başlamasıdır. Yeni bir oluş başlamıştır.
Yasak çiğnendiğinde bahçeden indirilme ve sonuçlarıyla yüzleşme yaşanıyor.
Yeni oluşum ile farklı bir düzlemde, farklı nedenlerle sistem devam ediyor.
Bu sonuca, kötü ya da yanlış diyemeyiz. Oluş da bozuluş da bu sistemin bir parçasıdır.
