Dünyanın yeni hastalığı, bir fikri sırf eleştirmek için karşı tezini savunmak oldu. Ya da söylenmiş bir cümlenin belli sebeplerle yanlış olduğunu ispatlama çabası da diyebiliriz.
Çoğu zaman gerçekten öyle düşünüp düşünmediğini sorgulamadan ya da acaba bu kişinin söylediği doğru olabilir mi diye düşünmeden, hemen atlayıp ‘ama bunu bu şekilde söylemek doğru değil’ ya da ‘öyle diyorsun da aslında böyle de olabilir’ gibi cümlelerle, fikrini belirten insanı hayattan soğutana kadar uğraşmayı görev edinmiş insanlar var.
Bunun temel sebebinin dikkat çekme çabası olduğunu düşünsem de aslında gittikçe yaygınlaşan politically correct söylemin kabul görmesi sanırım. Belki sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla artmış olabilir ama bizim ülkemiz özelinde ‘ben daha iyisini biliyorum’ anlayışı neredeyse toplumsal karakter özelliği.
Tabi görüyoruz ki dünyanın da bizden aşağı kalır yanı yok.
Peki nedir bu ‘politically correct’?
Politik doğruculuk, farklı dil, din, kültür ve cinsiyetten kişileri incitmemek amacıyla, özenle kullanılan ifade, düşünce ve uygulamaları tanımlamak amacıyla kullanılan bir terimdir. “Siyaseten doğruculuk” olarak da bilinir.
Tanımına bakınca bile samimiyetsiz geliyor kulağa. Siyaseten doğruculuk, yalandan doğruculuk gibi. ‘Ben aslında öyle düşünmüyorum ama tepki görmek de istemiyorum’ anlamına geliyor benim için.
Bu perspektiften baktığımda da ne dürüst ne de özgür hissediyorum. Tabii ki insanları ayrıştırmak, sınıflandırmak, yok saymak insan olmaya yakışan tavırlar olamaz. Ama sırf birileri incinmesin diye onların istediği gibi konuşmak yerine hiç konuşmamayı tercih edebilirim.
Bence asıl problem insanların başkaları üzerinde gücünü ispat etme çabası, yani aslında egosal savaşı. Peki neden buna ihtiyaç duyuyoruz?
Bu kadar baskılanmak, hayatın ve geleceğin hakkında endişe duymak, sürekli haksızlığa uğruyormuş gibi hissetmek sonucunda insanın içinde büyüyen öfkeyi ve korkuyu bir şekilde boşaltabilmesi gerekiyor.
Bunun da en kolay yolu kendisine zarar veremeyeceğini düşündüğü ya da kendisine ulaşmasının mümkün olmadığını düşündüğü insanlar üzerine boca etmek.
Ama işte bu durum maalesef ki kimsenin kimseyi dinlemeden, uzlaşmaya çalışmadan, empati kurmadan sadece kavga etmek için iletişim kurmasını beraberinde getiriyor.
Bunun hiçbir yere varmayacağını ya da herhangi bir sorunu çözmeyeceğini bütün insanların bir gün anlamasını umuyorum. Umarım çok geç olmaz.
Çünkü benzer düşünen insanlar birbirleriyle bu şekilde kavga ettikçe kazanan, aslında karşısında durdukları görüş oluyor. Keşke bunu fark edebilsek.