Haksızlığa tahammülsüzlük…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de kuşaklar genellikle bir tarih değil, bir ruh haliyle anılır. Benim kuşağım, 78 kuşağı da böyledir.

12 Eylül’e giden yolun hemen öncesinde gençliğini yaşayan bu kuşak, yalnızca siyasal bir hareketin değil, aynı zamanda derin bir vicdani ve ahlaki duruşun taşıyıcısıdır.

78 kuşağının en belirgin karakteristik özelliği adalet duygusunun keskinliğidir.

Onlar için adalet, soyut bir kavram değil,  gündelik hayatın, üniversite amfilerinin, fabrika önlerinin, köy yollarının içinde sınanan somut bir değerdir.

Haksızlığa tahammülsüzlük, bu kuşağın ortak paydasıdır.

Bu nedenle erken yaşta “taraf” olmuşlar, tarafsızlığı, haksızlıktan yana durmak olarak görmüşlerdir.

Hayata bakışları temelde kolektiftir. “Ben ”den çok “biz” vardır.

Kişisel kurtuluş fikri, yerini toplumsal kurtuluş idealine bırakır.

Adil, tam bağımsız ve demokratik bir ülke, daha eşit bir dünya mümkündür ve bu mümkünün gerçekleşmesi için bedel ödemek kaçınılmazdır.

78 kuşağı, bedel kavramını teorik değil, yaşanmış bir gerçeklik olarak iyi bilir.

Cezaevleri, işkenceler, sürgünler, fişlenmeler, yarım kalan hayatlar bu kuşağın hafızasında derin izler bırakmıştır.

Mücadele ettikleri alanların başında özgürlük, eşitlik ve emek gelir.

Üniversitelerde bilimsel ve demokratik eğitim talebi, fabrikalarda sendikal haklar, köylerde toprak ve geçim mücadelesi…

Mücadele alanları çeşitlidir ama İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talebi ortak noktalarıdır.

Bu nedenle 78 kuşağı için siyaset, yalnızca sandıkla sınırlı değil, hayatın bizzat kendisidir.

Mücadele yöntemleri ise dönemin koşullarıyla şekillenmiştir.

Bildiriler, yürüyüşler, forumlar, boykotlar, dernekler…

Sözün ve sokağın gücüne inanılmıştır.

78 kuşağını diğer kuşaklardan ayıran bir başka önemli özellik de yenilmiş olsalar bile teslim olmamış olmalarıdır.

12 Eylül’le birlikte ağır bir yenilgi yaşamışlar, dağıtılmışlar, susturulmuşlardır.

Ancak bu yenilgi, onların hayata küsmelerine yol açmamıştır.

Bir kısmı öğretmen olmuş, bir kısmı işçi, bir kısmı yazar, bir kısmı sessiz bir yurttaş…

Ama büyük çoğunluğu, bulunduğu yerde adaletsizliğe itiraz etmeyi sürdürmüştür.

Onlar, kendi zamanlarının çocuklarıydı; cesur, inatçı, fedakâr ve samimiydiler.

Belki dünyayı değiştiremediler ama dünyanın değiştirilebileceğine dair güçlü bir inancı bu ülkenin hafızasına bıraktılar.

78 kuşağı, hiçbir şey yapmadan yaşamaktansa, zor da olsa bir şey yapmayı tercih ettiler.

Bu tercih olmasaydı, bu ülkenin vicdanı çok daha sessiz olurdu.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Haksızlığa tahammülsüzlük…
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.