Düşünerek yaşamak

Düşünmek; karar verme ve sorgulama alışkanlığı kazandırır.

Bu alışkanlık insanı birey yapar.

Düşünen insan, işini iyi yapar.

Düşünen insan, hayatın içindedir.

Bilgi birikimini ve deneyimlerini paylaşır.

Bu paylaşım kişiyi olgunlaştırır.

*

Düşünerek yaşamak zordur.

İçinde bulunduğumuz şartların yaratıcıları, düşünen insanı sevmez.

Yaptıklarının açığa çıkma endişesi, onları rahatsız eder.

Rahatsızlık demek, fatura demektir ki

Bu faturayı düşünen insanlar öder.

*

Düşünmeden yaşayanlar ise daha rahattır.

Çoğu mevcut ortamla ve bu ortamda olup bitenlerle uyum içindedir.

Bu nedenle de daha kolay yaşarlar.

Bir anlık mutluluk, bazen para, bazen de küçük bir iltifat gözlerinin kamaşmasına yeter.

*

Günümüz dünyasını ve Türkiye’sini anlamak, yorumlamak düşünen insanlar için de zordur. Yaşadığımız yerle ilgi düşündüklerimizde bile haklı olamıyoruz.

Her güzel şeyin yanında yer alınacağına dair umutlarımız çabuk tükeniyor.

Güzel olanla birlikte olmayı, başaramadığımız için yanlışa karşı ortak tepki geliştiremiyoruz.

*

Düşünerek yaşadıklarını düşündüğümüz okumuşlarımız, yaşamın neresinde?

Bu insanlar günlük işleri yanında ya da dışında ne yapıyorlar?

Hangi sosyal faaliyetin gerçekleştiricisi ya da izleyicisidirler?

Çevresinde kimlerle neyi paylaşırlar?

Ne zaman sorumluluk alırlar ya da neden almazlar?

Doğruları ve yanlışları yok mudur?

Okurlar mı? Tartışırlar mı?

Çevresinde olup bitenlerden etkilenirler mi?

Vurdumduymaz olma hakları var mıdır?

Mutlu mudurlar?

Öyleyse bunu nasıl başarabilmektedirler?

Kendi meslek örgütlerini bile tanımıyor olmaları, canlarını acıtmaz mı?

İşten eve, evden işe bir yaşam tat veriyorsa bile nasıl yeterli bulanabilir?

*

Yenişehir’imizin öğretmenlerinden, avukatlarından, doktorlarından, eczacılarından, muhasebecilerinden, mimar ve mühendislerinden söz ediyorum.

Kaç tanesini, ne zaman, nerede, ne yaparken gördünüz?

Kaç tanesinin doğrunun yanında, yanlışa karşı tavır koyduğuna tanık oldunuz?

Düşünerek yaşayan insanlarsınız.

Öyle olmalısınız.

Ama benim gördüğüm öyle değil.

Sıradan bir görüntü veriyorsunuz.

Güvenli bulduğunuz alanlarda şikayet ederek yaşıyorsunuz.

Bir araya geldiğinizde düşünün bir kez.

Ne yaptığınıza ve nasıl yaşadığınıza bir bakın.

Belki bir özeleştiri gereği duyarsınız.

Belki de düşünerek yaşamanın güçlüğüdür sizlere zor gelen.

Hiç değilse onu bilirsiniz.