Lacivert resmi giyim rengidir. Genellikle üst düzey bürokratlar ile politikacıların üniforması gibidir. Laci diye de tanımlanır.
Bakmayın halkçı görünmek için kravatları attıklarına. Cumhuriyet değerlerine meydan okumanın simgesidir kravatsızlık. Seçimler yaklaşırken en parlak renkli kravatlar seçilir. Lacivert elbiseler gardıroptan çıkarılır. Yoksa ya da deforme olduysa yenisi diktirilir.
Genel seçimlerin vaktinde yapılması halinde 8,5 aylık bir süre var. Ancak artık kış içinde bir erken seçim olasılığı kalmasa bile Mart ya da Nisan ayına çekilme olasılığı uzak değil. Bu durumda milletvekilliği hayali kuranların lacivertleri hazırlaması son derece doğal.
Halk arasında bu tür elbiselere “adamlık” elbise de denir. Adam olmanın olmasa bile “büyük” adam olmanın yolu lacivert elbiseden geçer. Kısaca laciler çekilir.
Henüz yaz sıcakları sürse de lacivertler illa ki üzerine giyilmez. Çoğu zaman kafaya giyilir.
Ne demektir lacivertlerin kafaya giyilmesi?
Milletvekilliğine giden yolda her türlü önlemin alınması. Eski düşmanlıklar rafa kaldırılır. Kavgalar unutulur. Milletvekilliğine giden yolda etkili olacağı düşünülen bütün kanallar açık tutulur. Delege seçimleri olasılığına karşı herkesle iyi geçinilse bile öyle fasaryadan adamlarla boşa vakit kaybedilmez.
Herkesle ara iyi tutulur dediysek, de pek o kadar da değil. Özellikle genel merkezler nezdinde itibarı olmayan kişilerle kavgalı olmanın yararlı olacağı düşünülür. Bu kişiler aleyhine demeçler patlatılır. Bu demeçleri genel merkezlerdekilerin duyması için her türlü önlem alınır.
Milletvekili olmak için önemli olduğunu düşündüğünüz kişiler hakkında ne kadar olumsuz düşünceniz varsa unutur, o kişi hakkındaki iyi duygularınızı haber uçuracağından emin olduğunuz üçüncü kişilerin yanında sıkça tekrarlarsınız.
Parti genel merkezinin yürüttüğü politikalar hakkında olumsuz düşünceleriniz olsa bile konuşmamayı tercih edersiniz. Eğer ille konuşacaksanız aday listesine giremediğiniz ya da seçilecek yere konmadığınız zamana saklarsınız. Eğer seçilme şansınız olan bir yere konduysanız bu düşüncelerinizi bir daha milletvekili olamadığınız zamana saklar, ya da hiç kimsenin okuyamayacağı hatıra defterine yazarsınız.
Bu dönemde aile yaşantınız da düzenli olmalı. Eşinizle ve çocuklarınızla mutlu bir aile tablosu çizmeli, düğün, nişan, cenaze, mevlit, hasta ziyareti gibi sosyal etkinlikleri kaçırmamalı, takı merasimlerinde en gösterişli takıyı takmalısınız.
Bulunduğunuz kentin spor kulübü en kötü sonuçları alsa bile maçlarını kaçırmamalısınız. Hakemin takımınız aleyhine vereceği bütün kararlara en sert şekilde karşı çıkmalı gerekirse ne kadar iyi küfür edebileceğinizi göstermelisiniz. Yaz sıcaklarında bile takımınızın yün atkısını boynunuzdan çıkarmamalısınız. Bir miktar seyircinin maça girebilmesi için biletlerini sağlamalısınız.
İş, hastane, doktor, ameliyat, burs bulma, yurt bulma gibi insani isteklere karşı hazırlıklı olmalı ani gelişecek durumlarda arayacağınız kişilerin telefon numaralarını cep telefonunuza kaydetmelisiniz.
Mikrofon gördüğünüz her yerde çıkıp nutuk atmalı, ilgisi olmasa bile rakiplerinizi ağır şekilde eleştirmelisiniz. Basına demeç vermeyi ihmal etmemeli, inançlarınıza aykırı bile olsa onlara kulis haberler sızdırmalısınız. Basından gelecek sorulara yanıt veremeyeceğiniz zamanlarda mutlaka telefonunuz çalmalı telefonda çok özel ve önemli şeyler görüşüyormuş numarası ile ve elinizle ağzınızı kapatarak ortamdan uzaklaşmalısınız.
Bu numara sökmezse sorulan soru için “O konuyu da açıklayacağım. Ama önce şu konuya açıklık getirmeliyim” diyerek bitmek tükenmek bilmeyen bir açıklamaya başlamalı bir süre sonra konuyu unutturmayı başarmalısınız.
Bütün bunları yapabilmek için cebinizde boşa harcayabileceğiniz en az bir ev parası olmalıdır. Yoksa zaten boşuna bu işlere soyunmayın.
Bütün bunları yapamayacaksanız. “Ben dün neysem bugün de oyum” diyorsanız. Eğilip bükülmeyi bilmiyorsanız. Dün ak dediğinize bugün kara diyemiyorsanız. Yağ yakmayı el öpmeyi bilmiyorsanız, ilkelerinizi çiğneyemiyorsanız boşuna yorulmayın.
Sizin sırtınıza uygun lacivert elbise yoktur.
Yorumlar kapalı.